Bir yeri anlamak ve yaşamak için yürüyerek gezmeyi tercih edenlerdenim. İstanbul Sarıyer'de indiğim belediye otobüsünden, sahil yolundan yürüyerek 20 dakikada geldiğim İskele Meydanındayım.
İskele Meydanını gözlerimle 360 derece taradıktan sonra, köyün en çok beğenilen İskele Balık Lokantasına giriyorum.
Şirin bir balıkçı dekoru hemen kendini gösteriyor. Kapalı yemek alanının yanı sıra, sahilde denize sıfır üstü kapalı bir başka yeme içme yeri de var.
Lokantanın sahil bölümündeki masalardan birine oturduğunuzda Üçüncü Boğaziçi Köprüsünün yanı sıra, tam karşısında Anadolukavağı ve Yaros Kalesi’ni de görmek mümkün.
Burada yemek yerseniz, hayallere dalıp kendinizi Yaros Kalesinin eteklerinde Antik Çağa yolculuk yaparken bulabilirsiniz.
Bir vapur ya da tanker düdüğü ile hayallerinizden uyanıp, tarihten süzülüp gelen Boğaziçi ile bütünleşirsiniz.
Boğaz girişindeki fener etrafında uçuşan martıların seslerini dinleyerek, bu eşsiz deniz manzarasına karşı damaklarınızdaki lezzetin tadına varabilirsiniz.
Diye düşünüyorum Anadolu yakasına bakarken...
*****
Rumelikavağı, Sarıyer ilçesinin deniz sahilinde, Karadeniz çıkışına kadar yer alan henüz ranta kurban edilmemiş üç turistik yerleşim bölgesinden ilkidir. Diğerleri, Garipçe ve Rumelifeneri köyleridir.
Sahil yolu olarak bilinen Liman Caddesi üzerinden, ünlü Sarıyer Börekçisi ’ne olan uzaklığı yaklaşık 2,4 km’dir.
Bir yeri ya da bölgeyi öğrenmenin en iyi yolu yürümek, rota üzerindekilerle konuşmak ve fotoğraf çekmektir. Bu nedenle, Sarıyer'de otobüsten inerek Rumelikavağı'na kadar yürümek istedim.
Mevsim gereği henüz hizmet vermeyen Rumeli Kavağı Spor Kulübü Sosyal Tesisleri çok tercih edilen yerlerden biri. Buradaki fiyatlar lokantalara göre daha uygun olup, 20 TL’ye balık ekmek yiyebileceğiniz gibi ızgara porsiyonlar da servis ediliyor.
Ticari işletme olmayan bu yerde Kredi kartı geçerli değil. Çalışanlar muhtemelen eş dost akraba olduğu için yemeklerin lezzetinin, kullanılan malzemenin kalitesinin ve tazeliğinin bedelinin fiyata yansımadığı tek balık lokantası olarak biliniyor.
Ortalama olarak 4.000-4.500 arası nüfusu olan Rumelikavağı sadece Sarıyer’in değil, İstanbul Boğazı’nın en büyük balıkçı köylerinden biridir. Nüfusun büyük çoğunluğunu Trabzon göçmenleri oluşturmaktadır.
Yakın zamana kadar köy halkının yüzde sekseni balıkçılıkla uğraşırken, kalan kesimi bağ, bahçecilik ve ticaretle uğraşırdı. Ancak son yıllarda balıkçılığın yanı sıra Turizm ve ticaret konusunda büyük bir atılım gösterilmiştir.
Rumelikavağı’nda, İskele, Şato, Nokta, Ayder, Telli Baba, Recai Restaurant, Yedigün, Kahraman, Süper Yedigün, Güzelyer, Boğaz canlı balık, Günay balık, Altınkum, Şampiyon, Yasin’in yeri, Reis’in yeri, Mehmet’in yeri, Kral balık, Altınkum Dicle balık, Mustabi balık ve Köşem gibi restoranlarda günün her vaktinde en taze balıkları bulmak mümkündür.
Kavak Balıkçısı ile Spor Kulübü tesisleri arasında, yolun iki tarafına dikilmiş direkler arasına asılmış, oldukça büyük bir dikdörtgen levhada ‘’Rumelikavağı’na Hoş geldiniz’’ yazısını görüyorum.
Rumelikavağı Telli Baba Güzelleştirme ve Çevre Koruma Derneği tarafından asılmış bu levhanın sol tarafında Türk Bayrağı, sağ tarafında da Atatürk resmi bulunuyordu. Hoşuma gitti, duygulanıyorum.
Levhanın altından geçerek İskele meydanına giriyorum. Küçük bir köy meydanı burası. İskele Caddesi olarak geçiyor Google haritalarda.
Hacıosman Metrodan gelen 25A İETT otobüsleri de bu meydanda yolcu bırakıp, yolcu alıyorlar.
Meydanın batısında hemen dikkatimizi çeken Rumelikavağı Ulu Camii ile balıkçı lokantaları, midyeciler, börekçiler bulunmakta.
Meydanı 360 derece taradıktan sonra köyün en çok beğenilen İskele Balık Lokantasına giriyorum. Şirin bir balıkçı dekoru hemen kendini gösteriyor. Kapalı yemek alanının yanı sıra, sahilde denize sıfır üstü kapalı bir başka yeme içme yeri de var.
Sahildeki yerinden Üçüncü Boğaziçi Köprüsünün yanı sıra, tam karşısında Anadolukavağı ve Yaros Kalesi’ni de görmek mümkün.
Diye düşünüyorum Anadolu yakasına bakarken...
Görebildiğim bir çalışandan menü hakkında bilgi almaya çalışıyorum. Tüm zeytinyağlı mezelere ek olarak lakerda, çiroz, ahtapot ve hamsi salata, kalamar ızgara ve tava, balık paçanga, karides kroket, tarak, istiridye, midye pilaki, balık köfte ve kokoreç ayrıca fener kavurma, özel balık çorbası ve her tük balığa istediği lezzeti veren bir tatbilir mekândır lokantamız. Diyor lokantanın çalışanı.
Fiyat aralığına gelince, seçiminize bağlı olarak, kişi başı ödeyeceğiniz fiyat 200 TL ile 500 TL arasında değişebilir. Mezelerden almaz ve içki kullanmazsanız fiyat Aralığı 80-150 TL’dir.
Biz bu değerlendirmeyi yaparken kalabalık bir grup geliyor. Beni bilgilendiren görevliye teşekkür ederek lokantadan ayrılıyorum.
İskele Lokantasının kuzeyinde tarihi Rumelikavağı İskelesi var. Sarıyer Rumelikavağı sahil yolu yapılmadan önce Rumelikavağı’na ulaşmanın yollarından bir deniz otobüsleri ve yanaşabilecekleri iskele…
Boğaziçi'nin Rumeli yakasının en kuzeydeki iskelesi olup, gün boyu sınırlı hizmet vermektedir. İskele ve iskele binası ahşap-betonarmedir. Bina tek katlıdır. Sarıyer İskelesinden sabah saat 8,00’de ve öğleden sonra saat 15,40’ta kalkan deniz otobüsleri Rumelikavağı’na geliyorlar. Bu nedenle deniz ulaşımı sefer saatleri pek uygun değil. Yine de bilenler için Rumelikavağı’na ulaşım oldukça kolay.
İstanbul Metrosu Hacı Osman istasyonu çıkışındaki otobüs duraklarından yarım saatte bir kalkan İETT otobüslerinden yararlanabilirsiniz. 25A numaralı İETT otobüsleri Sarıyer’den geçmekte ve yaklaşık 20 dakikada İskele Meydanına ulaşmakta.
Eğer kendi aracınızla gidecekseniz, Sarıyer Börekçisi yanından geçerek, Sarıyer sahil yolundan Rumelikavağı’na ulaşabilirsiniz. 2,4 km’lik bu sahil yolu oldukça dar ve çift yönlüdür.
Yolculuk sırasında gerginlikler yaşayabilirsiniz. En iyisi toplu taşım araçlarını kullanmaktır. Ben Sarıyer’e kadar toplu taşım araçlarını kullanmış, sonra da Sarıyer Rumelikavağı sahil yolunda keyifli bir yürüyüşle İskele Meydanına ulaşmıştım. Neyse, biz yine İskele ve civarına dönelim.
Park’a renk katacak çok sayıda yeni bitki dikilmiş. Harika manzarası olan güzel bir park. Üçüncü Boğaziçi Köprüsünün yanı sıra Anadolukavağı ve Yaros Kalesini de görmenizi sağlıyor. Parkın içinde bir de Atatürk büstü var. Büstün kaidesinde ‘’Bağımsızlık ve Özgürlük Benim Karakterimdir.’’ Yazıyordu.
Haftanın 7 günü açık olan Ayder Balık Lokantası gelen müşterilerini hem karadan hem de deniz yolundan karşılama olanaklarına sahip. Ayder denize sıfır 4 000 metre kare alan üzerinde kurulmuş olup, 4'te 3'ü yarım adayı andıracak şekilde düzenlenmiş. Böylelikle 270 derece görüş kapasitesine sahip olmuş.
Eşsiz manzarasıyla denizinin ortasında Rakı&Balık keyfi yapmak için mükemmel bir ortam sağlamakta. Özellikle sahip olduğu manzarayı çok beğeniyorum. Beğeniyorum beğenmesine de kesemize uygun olup, olmadığını öğrenmem gerekiyor.
Sabah kahvaltılarının kişi başı 80 TL olduğunu söylüyor görevli. Neden 50 TL değil de 80 deyince, bu fiyatın 30 TL’si manzara için alınmaktadır yanıtını veriyor.
Bir öğle ya da akşam yemeğinin, seçilen balık cinsi ve yanında alınacak mezeler ve içkiye bağlı olarak kişi başı fiyat Aralığının 250 TL ile 500 TL arasında değişebileceğini söylüyorlar. Benim keseme uygun olmadığını düşünüyorum. Hiç müşterileri yoktu ama burunlarından da kıl aldırmıyorlardı.
Ayder Balık Lokantasından çıkarak kuzeye doğru yürüyorum.
Plajları ile ünlü olan Rumelikavağı’nda Elmaskum, Aile Plajı, Altınkum ve Askeri plajı olmak üzere 4 adet plaj bulunduğunu öğrenmiştim internetten.
İstanbul Boğaz'ında denize girme keyfini yaşayabileceğiniz Altınkum Plajı hafta içinde biraz ferah olsa da hafta sonlarında İstanbul’un tıklım tıklımdır. Dışarıdan yiyecek – içecek sokabiliyorsunuz. İçeride de yiyecek alabileceğiniz yerler bulunmaktadır öğrendiğim kadarıyla.
Merkeze daha yakın olan Elmas Kum plajı Altın Kum’a göre daha küçük ve dardır. Ben Elmas Kum Plajına kadar gittim. Diğerlerinin yapıları gereği kapalı olduğunu duymuştum.
Elmas Kum Plajının fotoğraflarını çektikten sonra, İskele Caddesi üzerinden geri dönüyorum. Rumelikavağı’nın en ünlü balık lokantalarından birine giriyorum. Balıkçı Kahraman…
İnternet sitelerine bakmıştım. Sadece Sarıyer Rumelikavağı’nda değil, tüm İstanbul’da haklı bir üne sahip olan Balıkçı Kahraman, geniş ve ferah ortamı, birbirinden leziz deniz ürünleri menüsü ile gerçek bir balık sofrası keyfi sunuyor.
Özellikle kalkan balığı ızgarası çok ünlü. Sadece kalkan yemek için bile gidilebilecek bir mekân. Üstelik kalkan masanıza yemeğe hazır temizlenmiş olarak ve kaşıkla konulmuş olarak getiriliyor. Her gün 11.00-00.00 arasında açık olan mekân, Rumelikavağı ve çevresinin en büyük balık lokantası durumunda.
Söğüş salatasından, balık kavurmasına, kalamar tavasına, tere yağda karidesine ve mıhlamasına kadar her şeyi çok beğeniliyor. Taze ve lezzetli balığın vazgeçilmez adresi olarak biliniyor.
Fiyatları söylemeye bile gerek yok, çok yüksek… Gerçekten de burada balık yemek için kahraman olmak gerekiyor. Sohbet ettiğim lokanta görevlisinin verdiği fiyat aralığı, kişi başı için, 500 TL ile 1700 TL arasında değişiyor
Balıkçı Kahraman’dan çıkıp İskele Meydanındaki Şampiyon Midye Ve Balık Lokantasına geliyorum. Geliyorum çünkü Midyecilik unutulmuşken, tekrar damak tadına Rumelikavaklılar tarafından sunulmuş. Büyük bir iş kolu olmuş.
Pek çok midye çıkarıcı, ayıklayıcı ve halka sunan esnaf bulunmaktadır. Balık ve midye lokantalarıyla meşhur olan Rumelikavağı'na bu ilgi, özellikle midyenin anavatanı olarak adlandırıldığı için duyulmaktadır. Midyecilik kuşaklardır süregelen olgudur.
Midyeciler çarşısı, Rumelikavağı girişindeki 31. bayır altında mevcuttur. Türkiye birçok illerine buradan midye gönderilmektedir. Kalite açısından midye deyince akla ilk Rumelikavağı gelmektedir.
Sonuç olarak Rumelikavağı Boğaziçi’nin en önemli ve ünlü balık lokantalarına sahip bir köy…
Her keseye uygun bir şeyler bulmak mümkün. 20 TL’ye balık ekmek de yersiniz, 1700 TL’ye Kahraman Balıkçı ’da içkili bir akşam yemeği de yersiniz.
Bence Dünyanın sekizinci harikası olan Boğaziçi’nin doyumsuz güzelliğinin farkına varmak için, Rumelikavağı Sarıyer sahil yolunda yürümelisiniz.