Belçika'nın
yanı sıra Avrupa'nın da başkenti olan Brüksel, modern ve
kozmopolit yapısının yanı sıra Orta Çağdan kalma tarihi
yapıları ile otantik ve nostaljik atmosferini korumayı başaran
etkileyici bir şehirdir.
Birkaç
yüzyıl önce bir bataklığın kurutulması sonucu kurulmuş bir
yerleşim yeri olması da oldukça ilginç. İlginç, çünkü adı
da zaten ''Bataklığın içindeki yerleşim yeri'' anlamına
geliyor.
Belçika’nın
kültür, eğitim, ticaret, bilim ve sanayi alanlarında tam bir
vahasıdır Brüksel.
On
birinci yüzyıldan itibaren hızlı bir şehirleşme sürecine giren
Brüksel, Avrupa’da Paris ve Venedik’le birlikte, ticaret
yaşamının en canlı olduğu noktalardan birine dönüşmüş.
Farklı
mimari akımların izlerini taşıyan kent sokaklarında on beşinci
yüzyılda inşa edilen birçok yapı hala ayakta.
Zarif
dekoratif süslemelerin kullanıldığı Art Nouveau akımının en
güzel eserlerine ev sahipliği yapan meydanları, Place du Grand'ı
saran tarihi binaları, lüks mağazaları ve antikacı dükkânları,
kiliseleri ve kültürel yaşamıyla her bakımdan Avrupa Kıtasının
kavşak noktasıdır Brüksel.
Brüksel
için 2 günlük bir süre yeterli olur. Turistik yerlere kısa bir
yürüyüş mesafesinde olmak için de Grand
Place adı
verilen şehrin ana meydandan şehir gezinize başlayabilir, önemli
cazibe merkezlerine kısa bir yürüyüşten sonra ulaşabilirsiniz.
Görülmesi
gereken cazibe merkezleri aşağıdaki gibidir.
1.Grand
Place: Grote
Markt olarak
da bilinen Grand Place, Brüksel’in en ünlü meydanı ve şehrin
kalbinin attığı yerdir.
2.Belçika
Çizgi Roman Merkezi:
Belgian Comic Strip Center olarak
da bilinen Belçika’nın bu ünlü Çizgi Roman Merkezi’ne
girdiğinizde ilk göreceğiniz şey ”Tintin’in
Hedef Ay” macerasındaki
roketin büyük bir modeli oluyor.
3.Marolles
Flea Market (Bit Pazarı):
Brüksel’in ünlü bit pazarı,
Marolles Flea Market olarak bilinir ve turistler arasında Brüksel’de
görülecek en güzel yerlerden biri.
4.Bois
de la Cambre: Sadece
Brüksel’in değil, Belçika’nın da en iyi parklarından biri
olan Bois
de la Cambre,
hem yerel halkın hem de turistlerin favori gezi duraklarından biri.
5.Atomium:
Brüksel’in
en sıra dışı yapılarından
biri olan Atomium, 1958
Dünya Fuarı için
inşa edilmiş. Heysel Yaylası’nda bulunan, bir müze olarak
faaliyet gösteren bu yapının üstündeki heykel aslında 165
milyar katına büyütülmüş bir demir kristalinin moleküler
bileşimi.
6.Kraliyet
Saint-Hubert Galerileri: Brüksel’in
ilk kapalı alışveriş merkezi olarak bilinen Kraliyet
Saint-Hubert Galerileri,
üst düzey mağazalar, tiyatrolar, kafeler ve çeşitli benzersiz
butiklerle kaplı süslü ve güzel dekorasyona sahip bir bina.
7.Mini
Avrupa: Atomium’a
oldukça yakın bir konumda bulunan Mini
Avrupa,
Brüksel’de gezilecek yerler listenize ekleyebileceğiniz en farklı
noktalardan. Burası, Avrupa şehirlerinin ve anıtlarının
minyatürlerini bulabileceğiniz büyük bir park.
8.Müzik
Enstrümanları Müzesi: Brüksel’in
en farklı müzelerinden biri olan Müzik
Enstrümanları Müzesi,
dünyanın müzik tarihini keşfedebileceğiniz en güzel yerlerden.
Altı binden fazla müzik üreticisine ev sahipliği yapan müzenin
bulunduğu bina daha çok gösterişli mimarisiyle dikkat çekiyor.
9.İşeyen
Heykelleri Görün – Manneken Pis: Brüksel’de
işeyen heykel çok.
Bu
işeyen heykeller arasında şüphesiz en ünlüsü küçük bir
çocuğun işemesinin betimlendiği ”Manneken Pis”tir.
10.Notre
Dame Du Sablon: Sablon’un
Kutsal Hanımefendisi Kilisesi olarak
da bilinen Notre Dame Du Sablon, şehirdeki en önemli dini
yapılardan biri. Geç gotik bir tarza sahip olan kilise, günümüzde
hâlâ ibadet yeri olarak hizmet vermekte ve Brüksel’in en çok
ziyaret edilen turistik yapılarından biri.
11.Aziz
Michael ve Aziz Gudula Katedrali:
Brüksel’in
diğer gotik kiliselerinden daha az süslüsü olan Aziz
Michael ve Aziz Gudula Katedrali,
Fransız yazar Victor Hugo tarafından”
Gotik
tarzın en saf çiçeklenmesi” olarak
adlandırılmış.
12.Brüksel
Adalet Sarayı & Hukuk Mahkemeleri: Brüksel’de
ücretsiz olarak görülecek yerlerden biri olan Brüksel Adalet
Sarayı, çok turistik bir yer olmasa da, şehirde yeteri kadar
zamanınız varsa göz atabileceğiniz güzel mimariye sahip tarihi
yapılardan.
13.Belçika
Kraliyet Güzel Sanatlar Müzeleri: Brüksel’de
tek bir müze görmeyi planlıyorsanız, Belçika
Kraliyet Güzel Sanatlar Müzeleri‘nden
başka bir yer aramanıza gerek yok. Burası, şehirdeki en değerli
sanat koleksiyonlarına ev sahipliği yapan müze olduğu gibi,
turistlerin en fazla zaman geçirdiği müze unvanına sahip.
14.Mont
des Arts: 1956
yılında kurulmuş olan Mont
des Arts,
Brüksel’de gezilecek yerler listenize ekleyebileceğiniz en
bilindik noktalardan biri. Burası, şehrin en fotojenik yerlerinden
biri olarak bilinir ve daha çok akşam saatlerinde ışıkların
açılmasıyla çok daha güzel bir görüntüye sahne olur.
15.Place
Royale (Kraliyet Sarayı): Daha
çok fotoğrafçıların popüler yerlerinden biri olan Kraliyet
Sarayı, Belçika
Kraliyet Ailesi tarafından
resmi bir konut olarak kullanılıyor.
16.Brüksel
Cinquantenaire Parkı:
Cinquantenaire Parkı,
daha çok hemen doğusunda yer alan, görkemli mimariye sahip sarayı
ile dikkat çeken cazibe merkezlerinden biri. Berlin’in Brandenburg
Kapısı’na çok benzeyen, kemerin ortasında bronz bir savaş
arabasına sahip bir zafer takı barındırdığı için kolayca
tanınabilir.
17.National
Basilica of the Sacred Heart: Belçika’nın
75. yıldönümünü kutlamak amacıyla 1905 yılında inşa edilmiş
olan National
Basilica of the Sacred Heart (Kutsal Kalbin Ulusal Bazilikası),
dünyanın en büyük beşinci büyük kilisesi olmasıyla dikkat
çekiyor.
18.Kakao
ve Çikolata Müzesi: Kakao
ve Çikolata Müzesi 3
katlı bir yapı içerisinde bulunuyor. Müzenin yanı sıra binada
bir çikolata dükkanı da bulunuyor.
19.Ascenseur
des Marolles: Marolles
Asansörü,
Brüksel’in en popüler cazibe merkezlerinden biri. Aslında burası
sadece Instagram fotoğrafları için tercih edilen bir çekim
merkezi. Ancak asansörün bulunduğu yerden şehrin en güzel
manzaralarından birini de seyredebiliyorsunuz.
20.Orta
Afrika Kraliyet Müzesi: Orta
Afrika Kraliyet Müzesi de, Brüksel’de gezilecek yerler listenize
ekleyebileceğiniz tarih dolu müzelerden bir tanesi. Müzedeki
koleksiyon ağırlıklı olarak eski Belçika kolonisi Kongo’dan ve
bazı müzik aletleri, balo maskeleri ve ustaca oyulmuş tencere
kapakları içeriyor.
26
Ekim 2014 Pazar, Brüksel...
Saat
16.30'da ayrıldığımız Burugge'den, yaklaşık 100 km güneydoğuda
bulunan Brüksel'e 17.30'da ulaştık. İlk uğrak yerimiz, 1958
yılında Expo 58
fuarı
için yapılmış
anıtsal yapı, Atomium
oldu.
EXPO
sürecinde, 6 ay sergilenmek üzere hazırlanan Atomium, tıpkı
Eyfel Kulesi gibi zamanla şehrin çekim merkezlerinden birine
dönüşmüş.
Rehberimizin
anlattıklarına göre, 102 metre yüksekliğindeki Atomium,
Brüksel'in muhteşem görüntülerini, tüm yönleriyle,
ziyaretçilerine sunmaktadır.
Dokuz
devasa paslanmaz çelik küreye sahip olan yapı, 165 milyar kez
büyütülmüş, tek bir demir kristal atomunu temsil etmektedir.
Küreler, yürüyen merdivenler ve asansörlerle birbirine
bağlanmıştır.
Gün
batımında harika görüntüleri olan anıtsal yapının birçok
konumdan fotoğraflarını çektikten sonra, Atomium'un eteklerinde
yer alan Osseghem parkına göz gezdiriyorum. 170 dönümlük park,
1927'den 1935'e kadar, Brüksel'deki Dünya Sergisi kapsamında
Leopold II adına yaratılmıştı.
Rehberimizin
işareti üzerine otobüsteki yerlerimizi alarak Brüksel
Grand Place, Brüksel'in tarihi merkezindeki UNESCO Dünya Mirası
alanına gidiyoruz.
Özel
koruma altına alınmış dünyanın en güzel şehir meydanlarından
biri karşımıza çıktı. Meydandan çok, açık hava müzesi
adeta. Adım adar atmaz büyüleniyorsunuz. Gotik tarzdaki belediye
binası ve çeşitli loncaların görkemli binalarıyla kuşatılmış.
Çevresindeki tarihi binaların dokusu hiç bozulmadan korunmuş.
Etrafımıza
bakıp hiçbir ayrıntıyı kaçırmamak için didiniyorum...
Etrafında kafeler, Restoranlar, alışveriş merkezleri, müzeler ve
önemli resmi binaların olduğu merkezi bir yer. Meydanın her yanı
ince işlemeler ve heykellerle dolu.
Meydanın
etrafındaki sokaklar cıvıl cıvıl, çikolatacılar, patatesçiler,
bir tarafta da pita alabileceğiniz restoranlar var. Harika! Rüya
gibi...Gecesi daha da güzel...
Rehberimizin
anlattıklarına göre; bu muazzam meydan, çiçek halı
festivalleri, konserler, festivaller ve diğer etkinlikler için
sıklıkla kullanılmaktadır. Grand Place, sadece tarih ve mimari
açıdan önemli olmakla kalmaz, aynı zamanda şehrin sosyal ve
kültürel hayatının merkezi konumundadır.
Meydanın
ortasında, on beşinci yüzyılda inşa edilen Manneken Pis-İşeyen
Çocuk heykeli bulunuyor. Brüksel'in simgelerinden biri olmuş.
Haftanın bazı günleri ve kimi önemli kutlama günlerinde çocuğa
özel temalı kıyafetler giydiriliyor ve heykelden halka ikram
olarak su yerine bira veya şarap sunuluyormuş.
Meydanın
çevresinde yer alan Kraliyet Galerileri, tarihi anıtlar olarak
2008 yılında Dünya Mirası listesine alınmışlar ve UNESCO'nun
kültürel miras kategorisinde "Geçici Liste" ye dahil
edilmişler.
Kaynak: https://yiyegeze.com/bruksel-gezilecek-yerler-brukselde-gezilecek-20-yer