BİR DÜNYA CENNETİ MARMARİS

1980'li yıllarda tanıdığım Marmaris Muğla'nın 13 ilçesinden biri olup, Türkiye’nin güneybatı sahilinde, Ege ve Akdeniz’in kesiştiği noktada bir liman kentidir.

Bölgede yapılacak gezilerde Karia, Rodos ve ada uygarlıklarının yanı sıra Mısır, Asur, İyon, Pers, Makedon, Suriye, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerinin izlerini görmek mümkündür.

Marmaris'in 16 km açığında yer alan Sedir Adası, bilinen adıyla Kleopatra Adası, Ege’nin en güzel yüzme noktalarının yer aldığı Gökova Körfezi’nde bulunmaktadır.

Sedir Adası, dünyada eşi benzeri olmayan altın rengi kumları ile dikkat çekmektedir. Doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihi önemi ile de dikkat çeken adadaki Kedrai Antik Kenti, tarih meraklılarını kendine çekmektedir.

Doğal güzellikleri, uzun sahil şeridi, çam ormanlarıyla kaplı tepelerinden muhteşem manzarası, bakir koyları, eşsiz plajları, antik kentleri, yat marinaları ve her türlü aktiviteyi sunmasıyla ünlüdür.

Akyaka, Köyceğiz, Selimiye, İçmeler, Bozburun Yarımadası, Hisarönü, Turunç, Saklıgöl, Yuvarlakçay ve Marmaris merkezinde yer alan Marmaris Eski Çarşı, yerli ve yabancı turistlerin gezilecek yerler listesinde bulunuyor.

Her yıl yüz binlerce turist ağırlamakta olan Marmaris, ayrıca yat turizmi ve mavi yolculuğun önemli merkezlerinden biridir.

Türkiye’nin en büyüklerinden biri olan Marmaris Yat Marinası, yat turizmi için önemli değere sahip olup, Rodos adasına da düzenli olarak seferler yapılmaktadır.

Toprakları Karia bölgesinde bulunan Marmaris’in tarihi M.Ö. 2000’lere kadar gider. Şehir Rodos ve Ege Adalarına açılan en önemli köprüdür.

Marmaris pek çok medeniyetin hüküm sürdüğü bir yer olup, bölgede yapılacak gezilerde Karia, Rodos ve ada uygarlıkları, Mısır, Asur, İyon, Pers, Makedon, Suriye, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerinin izlerini görmek mümkündür.

Marmaris denilince ilk akla gelen plajlarıyla ünlü İçmeler, Marmaris’e sadece 8 kilometre uzaklıktadır. İçmeler Plajı, Marmaris’in en popüler dolayısıyla en kalabalık yeridir.


Marmaris'te gezilecek yerler:

1.Akyaka: El değmemiş güzelliği, eşsiz doğası ve tertemiz havası ile 1988 yılında doğal sit alanı ilan edilen bölge Marmaris’e 30 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Ruhunu dinlendireceğin Akyaka’ya oksijen seviyesi yüksek tertemiz havası, Gökova Körfezi'nin büyüleyici manzaraları, dere kenarında sıralanan alabalık çiftlikleri ve doğaya koruyan yapısı ile seni başka diyarlara götürecek.

Her mevsim ayrı bir güzelliği bulunan Akyaka bahar ve kış aylarında doğanın tadını çıkarmak isteyenleri ağırlarken yaz aylarında masmavi suların keyfini sürmek isteyenler tarafından tercih ediliyor. Uzun bir deniz sezonu bulunan Akyaka’da birbirinden güzel mavi bayraklı plajlarda denizin keyfini sürerken, Azmak Nehrinin çevresindeki mesire alanlarında piknik yapabilir, taze balıklar tadabilir veya sazlıklarda onlarca kuş türünün harika fotoğraflarını çekebilirsin.

2.Köyceğiz: Marmaris’in sağlık turizmi açısından en gelişmiş beldelerinden olan Köyceğiz Marmaris'e 60 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Yılın her mevsimi termal kaplıcalarından dolayı ziyaret edilen Köyceğiz, klorür, radyon, kalsiyum ve sülfat bakımından zengin şifalı sularıyla her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. Çam ormanları ve meyve bahçelerinin sardığı doğal güzellikleri, nesli tükenmekte olan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanı olan tertemiz sahillerinin yanı sıra Köyceğiz Gölünün doğal güzellikleri eşliğinde tertemiz havada keyifli zamanlar geçirebilirsin.

3.Selimiye: Sessiz ve huzurlu tatillerin değişmez adreslerinden Selimiye, ilçenin en popüler tatil beldelerinden biri olup Marmaris’e yaklaşık 40 kilometre uzakta yer alıyor. Geçmişten günümüze balıkçı köyü olarak yaşamına devam etmiş ve günümüzde de sahilinde sıralanan kaliteli balık restoranlarından dolayı insanları kendine çekmeye devam eden bölge tekne turları ile keşfe çıkacağın yerler arasında.

Rüzgarlar ve sert dalgalardan korunan koyu, Rodos ve Simi Adası’na tekne turlarının düzenlendiği küçük yat limanı, yöresel ürünler alabileceğin çarşıları, meyve bahçeleri ve çam ormanları arasında sıralanan otelleriyle bilinen Selimiye’de eşsiz bir tatil geçirebilirsin.

4.İçmeler: Mavi bayraklı plajları balık restoranları, hareketli çarşıları ve eğlence mekanlarıyla yaz tatillerini değişmez adreslerinden olan İçmeler Marmaris’e 10 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Küçük bir balıkçı köyü olan ve keşfettikten sonra vazgeçemeyeceğin bir güzelliğe sahip olan İçmeler, rüzgarlı havasından dolayı uçurtma sörfü, rüzgâr sörfü ve yelken gibi su sporları yapmak için de Marmaris’in en çok tercih edilen yerleri arasında.

5.Bozburun Yarımadası: Daraçya Yarımadası olarak da bilinen Bozburun Yarımadası, Marmaris merkeze 40 kilometre uzaklıkta yer alıyor. El değmemiş doğası, yeşil ile mavinin buluştuğu gizli koyları, binlerce yıllık tarihi hazineleri, Turgut ve Söğüt Köyü gibi huzurlu gezi alanlarıyla yılın her mevsimi doğaseverler tarafından ziyaret ediliyor.

Bozburun Yarımadası aynı zamanda 850 kilometre uzunluğundaki dünya çapında ünlü yürüyüş parkurlarından biri olan Karia Yoluna da ev sahipliği yapıyor. Turizm olanaklarının oldukça geliştiği ve her sene binlerce turiste ev sahipliği yapan Bozburun Yarımadasının koylarını tekne ile keşfe çıkabilir, çam ormanları arasında bulunan otellerden bütçene ve kendine en uygun otellerde konaklayarak bölgenin tadını çıkarabilirsin.

6.Hisarönü: Marmaris'in el değmemiş doğal güzellikleri, sessiz ve huzurlu atmosferiyle bizi karşılayan Hisarönü Marmaris’e 20 kilometre uzaklıkta, Datça ve Bozburun Yarımadası arasında yer alıyor.  Hisarönü ve Gökova Körfezinin büyüleyici manzaralarına şahit olabileceğin bölgede masmavi bir deniz ve incecik kumlardan oluşan plajın tadını çıkarabilir, rehberli doğa yürüyüşlerine katılarak yorgunluğunu atabilirsin.

Rüzgâr sörfü, deniz paraşütü ve dalış okullarına ev sahipliği yapan Hisarönü, aynı zamanda hareketli yat limanıyla Ege’nin sevilen yat ve tekne destinasyonları arasında yer alıyor.

7.Turunç: Mavi bayraklı plajları, doğası, her bütçeye ve her yaşam tarzına uygun otelleri içerisinde barındıran Turunç, Marmaris’e 20 kilometre uzaklıkta yer alıyor. İnce kumlu uzun sahilinin çevresinde sıralanan butik otelleri, Ege ile Akdeniz mutfaklarından lezzetler sunan restoranları, plaj kulüpleri ve eğlence merkezleriyle hem eğlenceli hem de dinlendirici bir tatil yapabileceğiniz Turunç, yıl boyu ılık kalan sularıyla sadece yaz aylarında değil, ilkbahar ve sonbahar aylarında da daha sakin bir ortamda masmavi denizin tadını çıkarmak için gidebileceğiniz özel yerler arasındadır.

8.Saklıgöl: İsmi gibi çam ormanları arasında gizlenmiş bir tabiat cenneti olan Saklıgöl Kleopatra Plajına yürüyüş mesafesinde olup Marmaris merkeze 17 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Kalabalıklardan uzaklaşarak doğa ile baş başa zaman geçirmek için ideal bir yer olan Saklıgöl; etkileyici su kanalları, onlarca kuş türüne ev sahipliği yapan sazlıkları ve küçük adacıkları ile büyüleyici doğa manzaraları sunuyor.

Göl kenarında hizmet veren balık restoranları, tertemiz suların tadını çıkarabileceğin plajları, piknik yapabileceğin mesire alanları ve göl çevresinde yürüyüşler yaparak harika fotoğraflar çekebileceğin yürüyüş parkurları bulunan Saklıgöl her sene binlerce yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapıyor.

Yılın her dönemi açık olan donanımlı çadır ve karavan alanlarının yanında yaz aylarında yoga kamplarının da düzenlendiği Saklıgöl, zengin balık çeşitliliğinden dolayı yılın her mevsimi balık avlama turlarına da ev sahipliği yapıyor.

9.Yuvarlakçay: Doğa içerisinde zaman geçirmek veya günübirlik geziler yapmak için çok tercih edilen Yuvarlakçay Marmaris merkeze 70 kilometre uzaklıkta yer alıyor. 

Dere kenarında kurulmuş alabalık çiftlikleri ile ünlü Yuvarlakçay; yemyeşil doğal güzellikleri, sessiz ortamı ve temiz havasıyla ülkemizin her yerinden insanları kendine çekiyor. Dere manzaralı mesire alanları ve kır bahçelerinin yanı sıra endemik bitki türleri arasında uzanan yürüyüş parkurları da bulabileceğin Yuvarlakçay, donanımlı kamp alanlarına da sahiptir.

10. Marmaris merkezinde yer alan Marmaris Eski Çarşı, yerli ve yabancı turistlerin alışveriş yapmak için ilçede ilk uğradığı yer olarak karşımıza çıkıyor. Tarihi Bedesten olarak bilinen ve onlarca yıldır ticaretin kalbinin attığı yer olan Eski Çarşıda hediyelik eşya ve el sanatı ürünleri satan dükkanlar hizmet veriyor.

Kaynaklar:

1.https://tr.wikipedia.org/wiki/Marmaris

2.https://www.marmaris.bel.tr/?Page=gecmisten-bugune-marmaris

3.https://www.mehmetakinci.com.tr


HALİKARNAS BALIKÇISI VE BODRUM

Bodrum’u Bodrum yapan Cevat Şakir, namı diğer adı Halikarnas Balıkçısı, 1926’dan sonra deniz hikayeleriyle tanındı.

Konularını Ege ve Akdeniz Bölgesi kıyı ve açıklarında gelişen, denize bağlı olaylardan seçti.

İçinde yaşadığı, en küçük ayrıntılarına kadar bildiği hür ve asi denizi, kaderleri denizin elinde olan balıkçıları, dalgıçları, sünger avcılarını ve gemilerini anlamaya çalıştı.

Zengin bir terim ve mitoloji hazinesinden esinlenerek, denize karşı sonsuz bir hayranlıktan gelen şiirli bir anlatımla hikaye ve romana geçirdi.

Yazı ve düşünceleriyle Azra Erhat gibi döneminin önemli aydınlarını etkilemiş bir kişiydi.

Çeşitli dillerden yüz kadar da kitap çevirmiş olan ve kendi eserlerinin sonraki baskıları yapılagelen Halikarnas Balıkçısı’na Kültür Bakanlığı’nca 1971 Devlet Kültür Armağanı verilmişti.

Bodrum’u Bodrum yapan Cevat Şakir için yaşamında ilk talihsizlik, babası Şakir Paşa ile yapılan bir tartışmada, ateşlenen bir silahla ölümüne neden olmuş, 15 yıl hüküm giymiş, yedi yıl sonra sağlık nedeniyle tahliye edilmişti.

Tahliye edilip, serbest kaldıktan sonra kendine yeni bir yol çizmek zorunda olan Cevat Şakir, artık sanatıyla para kazanmak zorundaydı.

Resim ve karikatürlerinin yanı sıra çok sayıda yazıları da çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmıştı. Hüseyin Kenan takma adıyla “Resimli Hafta” adlı bir dergide “Hapishanede İdama Mahkûm Olanlar Bile Bile Asılmaya Nasıl Giderler?” Adlı yazısında asker kaçaklarını dramatize etmiş ve askerlerin yargılanmadan cezalandırılmaları konusuna dikkat çekmişti.

Askerleri isyana teşvik ettiği gerekçesiyle İstanbul İstiklal Mahkemesi’nde yargılanmış, üç yıl Bodrum’a sürgüne gönderilmişti.

Cevat Şakir’in şansına iyi kalpli bir kaymakam çıkmıştı karşısına. O’nu Kaleye kapatmamış, çarşının içinde aylık kirası 25 kuruşa şirin bir Bodrum evinde cezasını çekmesine izin vermişti. İyi ki vermişti Bodrum kaymakamı. Öyleydi çünkü Cevat Şakir o anda bir Cennete düştüğünü hissetmiş, baştan aşağı Bodrum Mavisine bulanmıştı.

Yazı yazmış, koyları keşfetmiş, bitkilerle ilgilenmiş, balıkçılık yapmış, bir kayık almış bazen günlerce maviliklerde kaybolmuştu. Bir süre sonra “denizde balık adam, karada ağaç adam” olmuş çıkmıştı. Bitkilerle ilgili kitaplar bulmuş, okumuş, araştırmış, Avrupa’da bu işle ilgilenenlerle yazışmış, tohumlar istemişti. Fidanlar bulmuş, Bodrum’un her yerine ekmiş, dikmiş, sonra da ora ahalisiyle birlikte onlara gözü gibi bakmıştı.

Küçük bir kıyı kasabası olan Bodrum’a palmiyelerin yanı sıra gelin çiçeklerini, begonvilleri, mimozaları da O getirmişti. Mimozaların gelişinin en az kendileri kadar güzel bir de hikâyesi varmış.

Romantik dönem Fransız edebiyatının başeserlerinden biri olan Carmen’i Türkçe ’ye çevirirken, esmer İspanyol kızlarının saçlarına küçük mimoza demetleri taktığını okuyan Cevat Şakir ’’Neden benim Bodrumlu esmer kızlarım da saçlarına mimoza demetleri takmasınlar’’ Diye düşünmüştü.

Paris’ten mimoza tohumları getirtmiş, onları Bodrum sokaklarına, bulabildiği her yere, rastgele ekmişti. Bir süre sonra her yeri mimoza sarmıştı. Günlerden bir gün, bir düğün alayında Bodrumlu kızların da saçlarına mimozalar taktığını görünce de sevincinden havalara uçmuştu.

Bu sırada devlet, cezasının kalan kısmını İstanbul’da tamamlamasına karar vermişti. Üç yıllık cezasının son yarısını İstanbul’da tamamladıktan sonra, doğal güzelliklerine hayran kaldığı, çok sevdiği ve halkıyla kaynaştığı Bodrum’dan uzak kalamamıştı. Öyle de olmuş ve Bodrum’a dönüp yaklaşık yirmi beş yıl kalmıştı burada.

Yaşadığı talihsiz olaylardan ve dramatik aşklardan sonra kendini yeniden Ege kıyılarında bulmuştu Cevat Şakir. Ege’nin ikliminde edebi yönü daha da zenginleşmiş ve yazılarında, çok sevdiği Bodrum’un antik çağlardaki ismi olan Halikarnasos’tan esinlenerek, Halikarnas Balıkçısı takma adını kullanmıştı.

Ege kıyısının, denizinin ve insanın güzelliklerini anlatmış ve romanlarını, denemelerini, öykülerini çoğunlukla deniz düzleminde işlemişti. Öykülerinde deniz insanın ihtiraslarını, duygularını, günlük yaşamlarını, aşklarını ve saflıklarını konu eden Halikarnas Balıkçısı, bunları şiirsel bir dille meydana getirerek mistik bir atmosferde kurgulamıştı. Balıkçılık dâhil çeşitli işlerde çalışan Balıkçı, edebi eserlerinin çoğunu da burada kaleme almıştı.

Cevat Şakir Bodrum’da yaşadığı dönemde arkadaşları ile ilk kez Mavi Yolculuk fikrini ve uygulamasını gerçekleştirmişti.

Mavi Yolculuk turlarında amaç arınmaktı. Diyor Halikarnas Balıkçısı anılarında. Dünyadan ve medeniyetten kaçıp, Bodrum koylarının sakin dinginliği ve Antik Ege kıyılarının muhteşem güzelliğiyle kafayı dinlemekti. Yanımıza peynir, su, İstanköy peksimeti, tütün ve rakıydı alınırdı.

Mavi yolculuk süresince gazete okunmaz radyo dinlenmezdi. Haftalarca denizde kalınır sadece acil durumlar için karaya çıkılırdı. Mavi Yolculuklar Halikarnas Balıkçısı ile birlikte diğer katılımcıların da edebî eserlerini büyük oranda etkilemişti.

1890’da Girit’te doğan Cevat Şakir Çocukluğu babasının elçilik görevi nedeniyle bulundukları Atina’da geçmiş, ilkokulu Büyükada Mahalle mektebinde, ortaöğrenimini Robert Kolej’de tamamlamıştı. Üniversiteyi İngiltere Oxford Üniversitesi’nde dört yıl Yakın Çağlar Tarihi okuyarak bitirmişti.

Çocukları orta öğretim çağına geldiğinde, Bodrum’da okul olmaması sebebiyle ailesini İzmir’e nakletmiş ve 13 Ekim 1973 tarihinde, kemik kanserinden dolayı İzmir’de vefat etmiş, vasiyeti üzerine Bodrum’a gömülmüştü. Mezarı Gümbet’teki Türbe Tepesinde Halikarnas Balıkçısı Müzesi ismi ile yer almaktadır.


14 Eylül 2018 Cuma, Bodrum…

Bodrum’la özleşmiş olan Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı’yı 1968’li yıllarda kitaplarıyla tanımıştım.

Paris 68’deki öğrenci olaylarından etkilenmiş biri olarak dünyaya çeki düzen vermeye çalışanlardan biriydim.

Cevat Şakir’i okudukça; denizler gibi engin bilgisi, kültürü, yüreğinden kopup gelen derin insan ve doğa sevgisiyle küçük bir balıkçı kasabası olan Bodrum’u nasıl değiştirdiğini öğrenmiştim.

Hayranlık duyduğum romancılardan biri olan Cevat Şakir tek başına Bodrum’u değiştirerek Bodrum yapan kişi olduğuna göre 68 kuşağı da dünyayı değiştirebilir diye düşünmüştüm.

Ne var ki bütün insanlık tarihi boyunca yüreğinde derin bir insan ve doğa sevgisi taşıyanların başına gelenler O’nun ve O’nun gibilerin de başına gelmişti. Ben de onlardan biriydim.

Halikarnas Balıkçısı’nın kitaplarıyla tanıdığım Bodrum’u ilk kez 1979 yılında, koylarından birinde bir ay süreyle kiraladığımız yazlık konuta geldiğimizde tanımıştım.

13 Eylül 2018 Perşembe günü ikinci kez buluşmuştum Halikarnas Balıkçısı’nın sevgilisiyle. Betonlaşma ve çirkinleşme burada da kendini göstermişti.


Dört gün yaşadığımız Bodrum’da; havasını soluduğumuz, gözümüzle dokunduğumuz her şey O’nun elinin, O’nun ruhunun eseriydi. Kitaplarında Gökova’nın güzelliklerini, Bodrum ve doğa sevdasını defalarca dile getirmiş, insanlığa anlatmış ve emanet etmişti.

Hakkıyla sahip çıkıp koruyamadığımız bu emanetlerden, tüm doğal yaşamdan ve denizlerden çığlıklar yükseldiğini gördük. O’nun emanetlerini, çevreyi ve denizlerimizi yaşatmak için yapmamız gereken çok şey olduğunun farkına vardık. Varmalıydık…


Kaynaklar:

    1. AKINCI 944 - Halikarnas Balıkçısı ve Bodrum (mehmetakinci.com.tr)

    2. Halikarnas Balıkçısı - Vikipedi (wikipedia.org)

    3. Halikarnas Balıkçısı, Hayatı ve Eserleri (makaleler.com)


ANTİK HALİKARNASSOS BODRUM

Antik çağdaki adı 'Halikarnassos olan Bodrum, Muğla'nın 13 İlçesi'nden biri olup muhteşem plajları, canlı gece hayatı ve zengin tarihiyle güzel bir sahil kasabasıdır.

Muğla ilinin batı köşesinde yer alan Bodrum topraklarının büyük bölümü, kendi adını taşıyan yarımada içinde bulunmaktadır. Kuzey, batı ve güneyden Ege Denizi ile çevrelenmiştir. Doğusundaki Milas hariç herhangi bir idari sınırı yoktur.

Antik çağda Karya Bölgesinin en önemli liman kentlerinden biri olan Bodrum, tarihin babası olarak tanınan Herodot ve tarihin ilk kadın amirali I. Artemis gibi pek çok önemli kişi yaşamıştır.

Leleg, Karia, Pers, Dor, Helen, Roma, Bizans ve Osmanlı gibi çeşitli uygarlıklara ait arkeolojik buluntular yöre ve çevresinin yedi bin yıllık bir geçmişi olduğuna işaret etmektedir.

Bodrum Kalesi 1402 yılından itibaren Aziz John Şövalyeleri tarafından Aziz Petrus Kalesi-Petronium olarak inşa edilmiştir. Şehrin de Aziz Petrus'a adanması 'Petrium' adını almasını sağlamıştır. Zamanla, önce ''Petrum'', ''Potrum'' ve ''Bodrum'' olarak söylenir olmuştur.

Tarihçi Heredot'un kaynaklarına göre Bodrum'da yaşam M.Ö. 1.000 yılında Dorlar tarafından şu an kalenin bulunduğu bölgeye kurulan şehirle başlamıştır. Şehir daha sonra Lidyalıların ve Perslerin egemenliğine girmiş olsa da en parlak dönemlerinden birini Karya satraplığının egemenliği altındayken yaşamıştır.

M.Ö. 334 yılında Büyük İskender'in gerçekleştirdiği fetihler sırasında yıkılıp yakılan Bodrum, uzun bir süre boyunca toparlanamamış, İskender'in ölümünden sonra bir süre generaller tarafından yönetilmiştir.

M.Ö. 133’te Romalıların himayesi altında olan Bodrum, M.S. 324'te Roma’nın ikiye bölünmesinden sonra Aphrodisias Metropolitliği’ ne bağlı bir piskoposluk olarak varlığını sürdürmüştür.

11. yüzyılda Türklerin eline geçen Bodrum, 13. yüzyılda Menteşe Beyliği'nin bir parçası olmuştur. Bodrum, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. 11 Mayıs 1919'da İtalyanlarca işgal edilen Bodrum, Kurtuluş Savaşı’yla birlikte Türkler tarafından geri alınmıştır.


Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Mausoleum  karısı ve kız kardeşi Artemis tarafından Halikarnas'ta inşa edilmiştir. K Kral Mausolos adına karısı ve kız kardeşi Artemis tarafından Halikarnassos'ta yaptırılmış. Kolonlarıyla Yunan mimarisini, piramit şeklindeki çatısıyla da Mısır mimarisini andıran oldukça büyük boyutlardaki mezar, kendisinden sonra gelen aynı stildeki tüm yapılara mozole denmesine neden olmuştur.

Depremler ve istilaların etkisiyle zamanla yıkılan mozolenin mermerden taşları Bodrum Kalesi'nin yapımında kullanılmıştır. Bodrum Kalesi bugün dünyanın en büyük 2. Sualtı Arkeoloji Müzesi olarak hizmet vermektedir. Doğu Akdeniz'de ayakta kalan en sağlam kaledir.

Kaynaklar:

    1. Bodrum: Bodrum Tarihi - Bodrum Belediyesi

    2. AKINCI 944 - Bodrum Yarımadası ve Bodrum (mehmetakinci.com.tr)

    3. AKINCI 944 - Halikarnas Balıkçısı ve Bodrum (mehmetakinci.com.tr)

    4. HALİKARNASSOS | Kültür Portalı (kulturportali.gov.tr)