İstanbul Ihlamur Kasrı

Günümüzdeki Beşiktaş-Yıldız-Nişantaşı arasındaki Ihlamur Vadisi, 18. Yüzyılda tersane eminlerinden Hacı Hüseyin Ağa'ya ait, ''Hacı Hüseyin Bağları'' olarak anılan, Fulya Deresi'nin aktığı yeşillik dolu bir mesire yeriydi. Fulya Mahallesi olarak bilinen bu alan 1950'lerden sonra hızla yapılaştı. Padişah III. Selim dönemine kadar uzanan kasır hikâyesi, Batı mimarisiyle tanışan ilk Osmanlı padişahlarının izlerini taşıyor. Meşhur Fransız yazar Lamartine, gezip gördükten sonra, Ihlamur Vadisi’ni adeta bir İsviçre köyü gibi betimlemiş; doğanın ve sessizliğin hüküm sürdüğü bir cennet olarak aktarmıştı. Kasrın bulunduğu yer, bir zamanlar Fulya Deresi ve Ihlamur Nehri ile şekillenmiş, yemyeşil bir vadiydi. 18. yüzyılda "Ihlamuraltı Mesiresi" olarak bilinen bölge, halkın dinlenme ve eğlence noktasıydı. Fransız yazar Lamartine, bu bölgeyi “bir İsviçre çiftlik bahçesi gibi sessiz ve doğayla baş başa bir cennet” olarak tasvir etmiştir. O dönemde gerçekten...