YOROS KALESİ BEYKOZ İSTANBUL
Çok rüzgârlı bir dağda, Marmara ile Karadeniz’i birbirine bağlayan kutsal bir yer gibi sanki.
Tarih boyunca İstanbul Boğazı, Karadeniz ve Ege denizi arasındaki temel geçiş noktası olduğundan dolayı ticari ve stratejik anlamda çok önemli bir bölge olmuştur. Tam da bu nedenle boğaz kıyılarında birçok kale ve savunma noktası inşa edilmiştir. Bunlar arasında en göze çarpanı Yoros Kalesi’dir.
Yoros Kalesi ve çevresinden, Cholchis yolu üzerinde bulunan Jason ve Argonauts tapınağı olarak adlandıran yerlerden ilk kez, antik tarihçi Herodot söz etmektedir. Dahası, birçok Yunan ve Roma kaynaklarında, buradan “Hieoron”, yani kutsal mekân olarak bahsedilmektedir.
12 Tanrı ya da Zeus Ourios/İyi Rüzgârlar sunağını da içeren büyük bir tapınak Antik dönemde tapınma noktası olarak hizmet vermiştir.
Hieoron, buraya giriş ya da çıkış yapan denizciler için bir tapınma, Karadeniz'e açılan bir kapı konumundaydı.
Dahası bu kale tüm Karadeniz seyir çizelgelerinin ölçüt aldığı bir nokta olmuştur. Korsanlara, fırtınalara, boğaz rüzgârlarına karşı hayati bir korunak olarak hayati öneme sahipti.
Erken Bizans döneminde, İmparator Jüstinyen kaleye bir özel bir ücret ve bir vergi memuru atamıştır. Ayrıca Orta Bizans Döneminde daha büyük bir duvarla sağlamlaştırılmış ve kuzey bölgesini kontrol etmek için kullanılmıştır.
*****
Bu kez Anadolukavağı ve özellikle tepelerinde yer alan Yoros Kalesi’ni görmek istiyorum. Kavacık aktarma terminalinden bindiğim 15A hat numaralı belediye otobüsü yolcularını Kanlıca-Çubuklu-Paşabahçe-Beykoz güzergâhından sahil yolunu izleyerek Anadolukavağı’na ulaştırmaktadır.
Deniz seviyesinden başlayarak 270 metreye kadar yükselen Beykoz’un engebeli arazisini geçmemiz gerekiyor.
Beykoz merkezden sonra Doğu Kapısı Caddesi’ne girdiğimiz andan itibaren 201 metre yükseklikteki Yuşa Tepesine kadar tırmanıyoruz. Anadolu Kavşağı Caddesi’ne girdiğimiz andan itibaren de dolambaçlı ve dar bir yoldan inmeye başlıyoruz. Yolun her iki tarafı da askeri bölge ve İstanbul Kuzey Ormanlarının bir parçası. Ortam bir ağaç denizi…
Askeri bölge olduğu için bölge bakir kalmış. Bu bakir bölgede inmek ve yürümek istiyorum ama durak olmadığı gibi askeri bölge. Fotoğraf çekemem. İnmem ve yürümem olanaksız.
Otobüsümüz Anadolu Kavşağı Caddesi’nden çıkıp Boğaziçi sahiline paralel olan Macar Tabya Caddesine girdiğinde ilk durakta, Anadolukavağı Caddesi otobüs terminalinde iniyorum. İniyorum çünkü sahil boyunca yürürken Boğaziçi ve karşısındaki Rumelikavağı ve çevresini de fotoğraf karelerine alma olanağım var.
Turistik bir balıkçı kasabası olmasıyla öne çıkmış olan Anadolukavağı, yeşil ve mavinin bütün tonlarının buluştuğu, Boğaziçi’nin en güzel olduğu yerlerden biri. Daha önceleri köy olan Anadolukavağı, Büyükşehir belediyeleri yasa tasarısı ile birlikte Beykoz ilçesinin mahallelerinden biri konumuna gelmiş.
Bu kez İskele meydanından Yoros Kalesi’ne gitmek üzere harekete geçiyorum. Dere Sokak üzerinden İsmail Ağa Sokağa giriyorum. Sağ tarafımda Kuzey Ormanlarının bir bölümü var. Askeri bölge olması korunmasını sağlamış. Yine de yamaca kurulmuş yerleşimler var.
Mezarlık içindeki yol bitiminde Tuna Caddesi karşıma çıkıyor. Kuzeyinde Yoros Kafe ile karşısında Çam Vadisi Mesire Alanı yer alıyordu. Adından da anlaşılacağı gibi Yoros Kafe Yoros Kalesi’nin eteklerinde, doğanın ve tarihin harmanlandığı bir yerde kurulmuş. Anadolukavağı iskele meydanında bulunan Yosun Restoranın eklentilerinden biri.
Yoros Cafe hakkındaki yorumları okurken hemen herkes müthiş manzarasından bahsediyordu. Ben de merak etmiş, neymiş o kadar övülesi manzarası demiştim.
Üstelik kaleye doğru tırmandıkça cennetin değişik köşelerini gezmiş duygusuna kapılıyorsunuz. Her ulaştığım yeni mekânlarda Boğaziçi’nin doyumsuz güzellikteki fotoğraflarını çekiyorum.
Fiyatlar normal. Serpme kahvaltı 35 TL olup, bol bol çeşit var. Yağlı inek peyniri, örgü peyniri, tel peynir, hellim peyniri, zeytin, reçel, bal, tereyağ, yumurta, domates, salatalık, bir termos çay, sıcacık ekmek...
Yoros Kalesi'nin ismi dağ anlamına gelen Oros kelimesinden, Kutsal Yer anlamına gelen Hieoron kelimesinden ve Zeus'un uygun rüzgârları anlamına gelen Ourios kelimesinden geldiği üzerine çeşitli görüşler var ama bence kale hepsini kapsıyor.
Çok rüzgârlı bir dağda, Marmara ile Karadeniz’i birbirine bağlayan kutsal bir yer gibi sanki.
Tarih boyunca İstanbul Boğazı, Karadeniz ve Ege denizi arasındaki temel geçiş noktası olduğundan dolayı ticari ve stratejik anlamda çok önemli bir bölge olmuştur. Tam da bu nedenle boğaz kıyılarında birçok kale ve savunma noktası inşa edilmiştir. Bunlar arasında en göze çarpanı Yoros Kalesi’dir.
12 Tanrı ya da Zeus Ourios/İyi Rüzgârlar sunağını da içeren büyük bir tapınak Antik dönemde tapınma noktası olarak hizmet vermiştir.
Hieoron, buraya giriş ya da çıkış yapan denizciler için bir tapınma, Karadeniz'e açılan bir kapı konumundaydı.
Dahası bu kale tüm Karadeniz seyir çizelgelerinin ölçüt aldığı bir nokta olmuştur. Korsanlara, fırtınalara, boğaz rüzgârlarına karşı hayati bir korunak olarak hayati öneme sahipti.
Erken Bizans döneminde, İmparator Jüstinyen kaleye bir özel bir ücret ve bir vergi memuru atamıştır. Ayrıca Orta Bizans Döneminde daha büyük bir duvarla sağlamlaştırılmış ve kuzey bölgesini kontrol etmek için kullanılmıştır.
Bizanslılar, Cenevizliler ve Osmanlılar bu stratejik öneme sahip kaleyi almak için dolayı sürekli savaşmışlarıdır. 1352’deki deniz muharebesinin ardından boğazdaki ticari gemi geçişlerini kontrol etmek ve başkente saldırılmasını engellemek amacıyla kaleye Ceneviz askeri ve ticari birlikleri getirilmiştir. Yaklaşık yarım yüzyıllık Ceneviz idaresi bu kaleye Ceneviz Kalesi adının verilmesine neden olmuştur.
14. yüzyılın sonlarından itibaren kale, Osmanlılar tarafından ele geçirilmiş ve Fatih Sultan Mehmet’in 1453’teki İstanbul fethinde önemli bir karargâh olan Anadolu Hisarı’nın yapımında üs olarak kullanılmıştır. Bu tarihten sonra İstanbul’un savunulmasında hayati öneme sahip bir nokta haline gelen kalenin Cenevizliler tarafından kullanılması yasaklanmıştır. 15. ve 17. yüzyıllarda kale birçok kez restore edilmiştir. Sultan II. Beyazıt (1481 – 1512) döneminde kaleye bir cami, hamam ile askerler ve aileleri için farklı mekânlar dâhil edilmiştir. Birçok Batılı ve Türk gezgin ve coğrafyacı Yoros Kalesi’nden bahsetmiş ve stratejik önemini vurgulamıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder