ESKİŞEHİR ODUN PAZARI EVLERİ

Bazı şehirler, bir bakıma, kendilerini yeniden yaratanlar ile anılırlar. Gaudi'nin Barselona'sı, Salvador Dali'nin Figueres'si, Mevlâna'nın Konya'sı...gibi.

Eskişehir de Yılmaz Büyükerşen ile anılan şehirlerden biri...

Yılmaz Büyükerşen’in damgasını vurduğu Eskişehir hep gezilecek yerler listemin ilk sıralarında yer almıştır.

Eskişehir en az 6.000 yıl öncesine dayanan zengin bir tarihe sahiptir. M.Ö. 4000'li yıllardan itibaren şehir, ticari hayatı canlandıran Asurlu tüccarlar sayesinde hareketli bir ticaret merkezi olarak gelişmiştir.

Sakarya Nehri'nden Porsuk Nehri'ne kadar uzanan verimli topraklar, Eskişehir'in ilk yerleşmesinde ve gelişmesinde önemli rol oynamıştır.

Hititler, M.Ö. 14. yüzyılda, Eskişehir merkezli güçlü bir devlet kurdu. Daha sonra Frigyalılar, Lidyalılar, Persler ve Büyük İskender'in imparatorlukları bölgeye hakim oldu.

Anadolu Selçuklu hükümdarları 1289 yılında Eskişehir'i Osman Gazi'ye devretti. Fatih Sultan Mehmet'in saltanatının ilk yıllarına kadar Ankara Beyliği'nin bir parçası olarak kaldı. 1451'den sonra Kütahya Beylerbeyliği'ne (Valilik) bağlandı.

Yenilenmiş-restore edilmiş evleriyle ve barındırdığı müzeleriyle öne çıkan Eskişehir Odunpazarı Eskişehir'in büyüleyici tarihi bir ilçesidir. 

Bu tarihi ahşap evler, belirli bir dönemin sosyal ve kültürel yaşamının bir kanıtıdır. Mimari benzersizlikleri, inşaatları sırasında kullanılan malzeme, teknik ve işçilikte yatmaktadır. Bu evler günümüzde artık yaygın olmayan bir teknolojiyi sergiliyor.

Odunpazarı Restorasyon ve Canlandırma Projesi önemli kilometre taşlarına imza attı. Barındırdıkları bahçelere göre sınıflandırıldılar.

Bahçesi olmayan evler parselin tamamını kaplarlar. Yan Bahçe Evleri, Arka Bahçe Evleri ve Ön Bahçe Evleri olmak üzere, her tür görüşe yer verecek şekilde planlanmışlardır.

Odun Pazarı evlerinin çoğu 2 ila 3 kat yüksekliğinde olup, inşa edildikleri dönemin yaşam tarzını ve aile büyüklüğünü yansıtıyor. Bodrum katlar genellikle moloz ve kerpiçten yapılırken, üst katlar ahşap kullanılarak kerpiçle doldurulmuştur.

Odunpazarı Evleri'nin Yenileme Projesiyle, Safranbolu evleri gibi alternatif bir turizm merkezi haline getirilmesi amaçlanmıştı.

100'den fazla tarihi ev titizlikle restore ve kültür turizmine entegre edilmiş olup, örnek kentsel gelişim projeleriyle Avrupa'nın önde gelen finans kurumlarının takdirini kazanmıştır. Daha fazla bilgi için Mehmet Akıncı’nın AKINCI 944 (mehmetakinci.com.tr) web sitesini ziyaret   edebilirsiniz.

18 Mart 2024 Pazartesi, Eskişehir...

Eskişehir'le ilk tanışmam, buna tanışma denirse, 12 Mart Muhtırası sonrasında gerçekleştirilen Balyoz Harekatında 110 gün yattığım Askeri Cezaevi ile oldu.

12 Mart 1971 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri, dönemin cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a bir muhtıra vererek hükümeti istifaya zorlamışlar ve Nihat Erim Hükümeti işbaşına gelmişti.

İsrail Başkonsolosunun kaçırılıp, öldürülmesinden sonra, yurt çapında cadı avına çıkılmıştı. Bu avdan ben de nasibimi almış ve diğer yedi arkadaşımla birlikte tutuklanarak Isparta Kapalı Cezaevine gönderilmiştik.

Cezaevinde öldürülme riski üzerine, el altından Eskişehir Sıkıyönetim Komutanlığı'na başvurarak, Isparta'dan alınmamızı istemiş, isteğimiz yerine getirilmişti.

Kapalı Cezaevi araçlarıyla ulaştığımız Eskişehir'de, Askeri Cezaevi'ne götürülürken Köprübaşı'ndan geçmiştik.

İleride bir gün cezaevinden çıkarsam, Eskişehir’de, Porsuk Çayı kıyısındaki Köprübaşında oturup demli bir çay ya da soğuk bir bira içme sözü vermiştim kendime. Kısmet, 2010 yılının 19 Mayıs günüymüş.

İkinci kez 2011 yılında geldiğim Eskişehir'e üçüncü kez geliyorum. Geliyorum çünkü, bazı gezginlerin dediği gibi, Eskişehir bir Dünya Kenti...

Yılmaz Büyükerşen’in damgasını vurduğu Eskişehir hep gezilecek yerler listemin ilk sıralarında yer almıştır.

Açıkta bir tren biletim vardı. Zamanı dolmak üzereydi. 10 TL fark ödeyip kullandım. Ankara Gar'dan saat 9:30'da bindiğim Hızlı Tren ile saat 11:00'de Eskişehir'e geldim.

Eskişehir Gar'dan Porsuk Çayı'na ulaşıp, kıyısında yürüyerek Köprübaşı'na ulaştım fotoğraflar çekerek. Bir süre sonra da Odun Pazarı'nın yenilenmiş evlerinin yanı sıra neredeyse bütün müzelerin bulunduğu bölgeye ulaştım.


Bir rivayete göre Eskişehir’e yerleşmeyi düşünen ilk halk Odunpazarı ve şimdiki Porsuk Çayı’nın olduğu bölgeye birer koyun ciğeri asarlar. Hangisi çok dayanırsa orayı yerleşim bölgesi seçeceklerdir. Odunpazarı’na asılan ciğer daha geç bozulur ve ilk yerleşim burada oluşur. 

Odunpazarı Belediyesi ile Büyükşehir Belediyesinin ortaklaşa düzenledikleri ‘’Odunpazarı Evleri Yaşatma ve yenileme projesi’’ çerçevesinde önemli işler başarılmış.


Evler genel olarak; arsanın tümünü kapsayan konutlar, yan bahçeli, arka bahçeli ve ön bahçeli olarak planlanmıştır.

Pazaroğlu Sokaktan güneye doğru ilerlerken, bağlantılı sokaklara da uğrayarak fotoğraf çekmeye devam ediyor ve Acıçeşme Sokağa ulaşıyorum. Doğuya yöneliyor ve Çirikhoca Sokağı yardımıyla Kurşunlu Camii Külliyesine ulaşıyorum. 

Eskişehir’in güneyinde, Yukarı Mahalle Odun Pazarı’nda bulunan Kurşunlu Külliyesini, Kanuni Sultan Süleyman zamanında Osmanlı veziri Gazi Melek Mevlana Mustafa Paşa 1525 yılında yaptırmıştır.

Kubbesinin kurşunla kaplı olmasından ötürü de Kurşunlu Cami olarak tanınmıştır. Caminin yanı sıra yapı topluluğu misafirhane, yemekhane, mutfak, kervansaray ve Sıbyan mektebinden meydana gelmiştir. Çeşitli dönemlerde onarım geçiren cami l966 yılında müzeye dönüştürülmüştür.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder