İSTANBUL BÜYÜK ÇAMLICA KORUSU

 

Çamlıca tepelerinden seyretmediyseniz İstanbul’u, yeterince tanıyamadınız demektir İstanbul'u...

İstanbul’un neden 1 000 yıl süreyle Bizans, Doğu Roma ve Osmanlıya başkentlik yaparak dünyaya hâkim olduğunun ayırdına varmak için Çamlıca tepelerinden İstanbul’u seyretmelisiniz.

Büyük Çamlıca Korusu, İstanbul’un Anadolu yakasındaki Üsküdar’ın iki tepesinden birinin üzerinde bulunmaktadır.

Sefa Tepesi olarak da bilinen Büyük Çamlıca Tepesi denizden 268 metre, Küçük Çamlıca tepesi ise 229 metre yüksektedir.

Şehrin karmaşasından ve stresinden uzaklaşarak ağaçların gölgesinde sessiz, sakin ve huzur dolu bir atmosferde Boğaz’a karşı oturup İstanbul’u izlerken keyifli bir kahvaltı yapmak; lezzetli bir yemek ya da sadece çayınızı, kahvenizi yudumlamak için en ideal adres Çamlıca Sosyal Tesisleri…

Yemyeşil doğası, tarihi ağaçları, rengarenk çiçekleri, eşsiz Boğaz manzarası ve yaz aylarının en bunaltıcı günlerinde bile püfür püfür esen havasıyla şehrin en güzel manzaralı tepelerindendir.

Ayrıca, İstanbul’da göçmen kuşların en net ve en uzun süreli olarak gözlenebildiği Çamlıca Tepesi, Avrupa’dan Afrika’ya göç eden büyük gövdeli göçmen kuşların Eylül ve Ekim aylarında uğrak noktasıdır.

Boğaziçi ve Marmara Denizi’ne nazır önemli mesire yerlerinden olan Büyük Çamlıca Tepesi’ndeki en güzel mekanların başında ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çamlıca Sosyal Tesisleri gelir.

3 000 metrekarelik bir alan üzerine kurulan Çamlıca Sosyal Tesisleri, 400 metrekarelik kapalı restoran alanının yanı sıra Osmanlı Kahvehanesi ve çeşitli büfelerin yer aldığı Bahçe Kafeteryadan oluşuyor.

Köşkleri, çeşmeleri, çay bahçeleri, tarihi anıt ağaçları, restoranları, yürüyüş parkurları, rengarenk çiçekleri ve tarihsel atmosferiyle sadece İstanbulluların değil, dünyanın farklı ülkelerinden İstanbul’u gezmeye gelen turistlerin de uğrak yerlerindendir Çamlıca Sosyal Tesisleri.

Osmanlı konaklarını anımsatan Restoranın yapısı, duvarlarını süsleyen geleneksel motifleri ve Türk mutfağını yansıtan lezzetleri ile göz dolduruyor.

Çamlıca Sosyal Tesisleri’nin bir başka bölümünü oluşturan Osmanlı Kahvehanesi de, yine Osmanlı motiflerinden izler taşıyan dekorasyonu ile adeta misafirlerini yıllar öncesine götürüyor.

Çamlıca Sosyal Tesisleri; samimi dost sohbetleri eşliğine içeceklerini yudumlarken yaş pastadan trileçeye, aşureden sütlaca, kabaktan tahinli sarmaya kadar uzanan geniş tatlı alternatifleri ile damaklarını şenlendirmek ya da kek, kurabiye çeşitlerinden tatmak isteyen misafirlerini Osmanlı Kahvehanesinde ağırlıyor.

Çamlıca Sosyal Tesisleri’nin bir diğer bölümünü ise simit, kumpir, gözleme, köfte ekmek, hamburger, döner, pizza gibi aperatiflerin satıldığı büfelerin yer aldığı Bahçe Kafeterya oluşturuyor.

Bahçe içinde geniş bir alana yayılan taş masaları ve ferforje tabureleri ile oldukça şirin bir görüntüye sahip olan Bahçe Kafeterya; İstanbul’u 360 derecelik bir açıyla panoramik olarak seyretme imkanı da sunuyor.

Özellikle bahçenin ön tarafındaki banklardan enfes Boğaz manzarasına hakim ve tarihi yarımadadan neredeyse Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne kadar uzanan İstanbul manzarasını izlemeye doyum olmuyor.

Kulaklarınızda Klasik Türk Müziği’nin en güzel nağmeleri, gözlerinizde eşsiz İstanbul manzaraları ve sofralarınızda birbirinden enfes lezzetlerle dolu bir gün geçirmek istiyorsanız Çamlıca Sosyal Tesisleri sizleri bekliyor.



2 Nisan 2014 Çarşamba, İstanbul...

Evliya Çelebi gibi, İstanbul'u karış karış geziyorum. Toplu taşım araçlarını kullansam da 5-10 kilometrelik mesafelerde yürümeyi ve fotoğraf çekmeyi seviyorum. Yürümek beden ve ruh sağlığıma da iyi geliyor.

Bazı arkadaşlarım beni ''Günümüzün Evliya Çelebi'si'' olarak tanımlıyorlar. Haksız da sayılmazlar.

Özellikle İstanbul Boğazı'nın Rumeli ve Anadolu yakalarını, bu yakalardan Boğaziçi'nin olağanüstü güzel görüntülerini fotoğraf arşivime eklemek istiyorum.

Üsküdar'dayım. bu kez Çamlıca korularını görmek ve solumak istiyorum.

Öğrencilik yıllarımda Çamlıca'yı, dönemin ünlü ve sevilen sesi Emel Sayın’ın okuduğu ”Çamlıca Yolunda” adlı Nihavent şarkı ile tanımıştık.

Çamlıca yolunda âşığı kolunda işleri yolunda
O benim sağımda ben onun solunda Çamlıca yolunda
Çamlıca bağları yemyeşil dağları ilkbahar ayları
Cennetten haberdir emsalsiz bir yerdir Çamlıca bağları
Çamlıca güzeldir sevdiğim dilberdir sözleri sitemdir
Gönlüme girendir hüznümü görendir Çamlıca güzeldir


Zamanda geriye, 1974-75'li yıllarına gidiyorum birden. Isparta’dan ziyaretime gelen (rahmetli) Can dostum, Ayavar Çankara’yı götürmüştüm Ankara Gar Gazinosu'na.

Güfte ve Bestesi Yesari Asım Arsoy’a ait olan ”Sazlar Çalınır Çamlıca’nın Bahçelerinde” adlı şarkıyı, yine o dönemin ünlü ses ve yorumcularından Mustafa Sağyaşar’dan dinlemiştik.

Diğer bir popüler şarkımız da Beste ve güftesi Alaeddin Yavaşça'ya ait olan ''Boğaziçi Şen Gönüller Yatağı'' idi.

Hafta sonlarında arkadaşlarla bir araya gelip, bir de köpek öldüren lakaplı şaraplardan birini açtığımızda neşelenir ve Yavaşça'nın bu şarkısını keyifle söylerdik.

Boğaziçi şen gönüller yatağı
Her bucağı aşıkların otağı
Yamaçları sanki cennetin bağı

Pırıltılar oynaşırken sularda
Ötüşürler martılar kuyularda
Tarabya’da Bebek’te Üsküdar’da

Gönüllerin kaynaştığı beldesin
Laledesin sümbüldesin güldesin
Ruha dolan aşkınla bestemdesin
Mehtabı hoş güneşi günü hoş
Boğaziçi herkesi eder


Çamlıca sözcüğü beni 50 yıl öncesine götürmüştü. Hayallerimden sıyrılıyor ve Üsküdar'dan Ferah Mahallesi'ne giden bir otobüse biniyorum. Yarım saatlik bir yolculuktan sonra, İETT Abdi Paşa durağında iniyorum.

Google haritalara göre Sefa Cami Sokağı takip ederek, Turistik Çamlıca Caddesi'ne giriyorum. 4-5 km'lik, oldukça dik yokuşları olan bir rota üzerindeyim. 20 dakika sonra Çamlıca Televizyon Kulesi görünüyor. Çamlıca Televizyon Kulesi'nin bulunduğu arazideki patikaları izleyerek Çamlıca Tepesi yoluna girince Sefa Restoran göründü. Sonrasında da Büyükşehir Belediyesi Sosyal Tesisleri'nin bulunduğu giriş kapısına ulaştım.

Girişin sağında ve solunda hediyelik eşya satanlar var. Onları geçip, sağ taraftaki parmaklıklardan oluşan bariyerlerden bakıyorum.


Aman Allah'ım, gördüğüm yerler acaba cennet mi? diye soruyorum kendi kendime. Ayasofya Müzesi'ni ilk kez gezdiğimde beni saran muhteşem duygulardan çok daha fazlasını Çamlıca Sefa Tepesinde buluyorum.

İstanbul'u az çok tanıdığımı sanıyordum. Ancak, Çamlıca tepelerinden İstanbul'u seyretmediyseniz tanıyamazsınız yargısına ulaştım.

İstanbul'un neden 1 000 yıl süreyle Bizans, Doğu Roma ve Osmanlıya başkentlik yaparak dünyaya hakim olduğunun ayırdına vardım.

 Beni 50 yıl öncesine götüren Çamlıca tepelerini büyük bir keyifle gezdim. Dünyada bir eşi daha bulunmayan İstanbul Boğazı’na karşı oturarak demli çayımı yudumladım.

Önümüzdeki günlerde bir sabah kahvaltısını eşim ve dostlarımla bu tepede yapmak istiyorum. Sizleri de bekleriz...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder