İSTANBUL FETHİ PAŞA KORUSU

 


İstanbul Üsküdar'da bulunan Tarihi Tabiat Parkı Fethi Paşa Korusu, adını dönemin kültürel ve siyasi hayatına önemli katkılar sağlayan Osmanlı devlet adamı Fethi Ahmet Paşa'dan almıştır.

Gür yeşillikleri, bitki türlerinin çeşitliliği ve asırlık ağaçlarıyla İstanbul'un oksijen depolarından biridir.

Yaklaşık 260 000 m2 lik bir araziye sahip Ahmet Fethi Paşa Korusu’nda; Kızılçam, Fıstık Çamı, Sedir Ağacı, Sakız Ağacı, Atkestanesi, Saplı Meşe, Akdut, Trabzon Hurması, Yalancı Akasya, Dişbudak, Yeşil Kartopu, Japon Kadife Çamları ve Erguvan ağaçları bulunmaktadır.

Muhteşem Boğaz manzarasıyla tanınan Fethi Paşa Korusu içindeki İBB tarafından işletilen sosyal tesisler, tarihi Fethi Paşa köşklerinin, aslına uygun olarak yenilenmeleriyle oluşturulmuştur. Ziyaretçilerine restoran, kafeterya, yürüyüş ve dinlenme olanaklarını sunmaktadır.

Girişteki, Beyaz Köşk olarak da bilinen, Fethi Paşa Köşkü restoran olarak hizmet verirken, kuzeyinde seyir terası olarak da kullanılan diğer köşk kafeterya olarak hizmet vermektedir.

Beyaz Köşkte fix menü bulunurken, kafeteryada selfservis bulunmakta, yalnız aldıklarınızın ücreti ödenmektedir. Restoranda kişi başı ortalama fiyat 250 Tl olup, seçiminize göre 400 TL olabilir.

Koruya ulaşım çok kolaydır. Üsküdar Meydanından Kadıköy'e giden bütün toplu taşım araçları Fethi Paşa Korusu'ndan geçer. Rumeli yakasında iseniz, Marmaray ile Üsküdar'a geçmeniz yeterlidir.

İstanbul'un tarihine, kültürüne ve doğal güzelliklerine ilgi duyan herkesin yüzyıllar öncesine tarihi bir yolculuk yapmasını sağlar.

Çağdaş Gezgin AKINCI944 olarak ''Farklı Kültürlere Ulaşmak'' sloganı ile yola çıkmış olan ben Mehmet Akıncı'nın Fethi Paşa Korusu ve sosyal tesislerinin 2014 yılındaki
izlenimlerimin ayrıntılı sunumunu, ilgili fotoğraflarıyla birlikte okuyucularıma sunmaya çalıştım. Böylelikle, sosyal tesislerdeki ücretleri karşılaştırma olanağını da sundum.


30 Nisan 2014 İstanbul...

2009 yılı Nisan ayının ortalarında eşimle birlikte yaptığımız Boğaziçi turunda, içinde bulunduğumuz tur vapuru Üsküdar’ı geçip, Fethi Paşa Korusu etekleri göründüğünde eflatundan pembeye doğru süzülen erguvan çiçekleri kendini göstermişti.

Böylelikle hem erguvanları tanımış, hem de Fethi Paşa Korusu ziyaretini aklımıza koymuştuk. Ne var ki İstanbul, derya içinde derya. Öncelik sıraları değişiyor.

Bu yıl da baharın gelmesiyle birlikte İstanbul rengârenk çiçekleriyle, çiçeklerin yer aldığı parkları ve korularıyla göz kamaştırmaya başladı. İstanbul’un her tarafını laleler, nergisler, ıhlamurlar, mor salkımlar süslüyor.

İstanbullular da farklı çiçeklerin renk cümbüşüne tanıklık ediyor. Ancak, bu renk cümbüşü içerisinde erguvanların yeri bir başka.

İstanbul’da Boğaziçi’nin iki yakasındaki erguvanların yolunu sürmenin en iyi yolu ise Boğaziçi turu yapan tekneler. Erguvanları daha yakından tanımanın yolu da yoğun olarak bulundukları koruları gezmekten geçiyor.

Emirgan Korusu, Yıldız Korusu, Piyerloti Tepesi, Çubuklu Korusu, Küçük Çamlıca Korusu ve Fethi Paşa Korusu bu bakımdan zengin mekânlardı. Oysa asıl zenginlik Küçük Çamlıca Korusun’da bulunuyormuş.

Dün, erguvanların olağanüstü renk cümbüşleri sona ermeden Çamlıca korularını gezdim, onlarca fotoğraf çektim. Bugün de eşimle birlikte Fethi Paşa Korusu'nu görmek ve Kuzguncuk Tepesindeki Restorandaki tatları denemek istedik.

Fethi Paşa Korusu, bu bölgenin oksijen deposu olarak biliniyor. Üsküdar`ın kuzeyinden başlayarak, bütün sırt ve yamaçları kapsadıktan sonra, Kuzguncuk tepesinde bitiyor.

Koru, adını II. Mahmut ve I. Abdülhamit dönemlerinde valilik, elçilik ve nazırlık yapan Tophane Müşiri/generali Fethi Ahmet Paşa’dan alıyor.

Fethi Ahmet Paşa, Kanuni zamanında Sancak Beyi olarak Rodos’a giden Hafız Ahmet Ağanın oğludur. Babası Ahmet Ağa’nın 1801’de bir suikasta kurban gittiği sene dünyaya geliyor.

Yedi yaşına girince, aile dostu aracılığıyla Topkapı Sarayı’ndaki Enderun’a alınıyor. Enderunlu olarak yüksek rütbelere geliyor. Osmanlı’da müzeciliği kuruyor.

1833’te Osmanlı’nın ilk Viyana elçisi oluyor. Çok renkli bir kişiliğe sahip olan Fethi Paşa, sanata meraklı olup, çok etkili ve yetkili bir elçi oluyor. Öyle ki, Ünlü besteci Strauss’un Fethi Ahmet Paşa’ya yaptığı beste var. Daha sonra Paris elçiliği yapıyor. 1839’da İngiltere Kraliçesi Victoria’nın taç giyme merasimine o gidiyor.

İstanbul Kuzguncuk’taki yalıyı o kadar güzel döşüyor ki dillere destan oluyor. Evi çok beğenen Sultan Abdülmecit Dolmabahçe Sarayı’nı yaptırırken sarayın döşenmesi görevini ona veriyor.

Abdülmecit’in kız kardeşi Atiye Sultan’la evli olan Fethi Paşa, Tophane Müşiri iken Aya İrini’yi eski silahların kaldırıldığı bir ambar olmaktan çıkarıp, çeşitli illerden toplattığı arkeolojik eserlerle donatarak müzeye dönüştürüyor.

Aynı zamanda 1847’de Sultanahmet Meydanı’nda ilk arkeolojik kazıları başlatan devlet görevlisi olarak da tanınıyor.

Koru, Fethi Ahmet Paşa’nın 1858 yılında ölümünden sonra varisleri arasında paylaşılmasının ardından 1960-1980 yılları arasında kaderine terk edildiği için bakımsız bir görünüme bürünüyor.

Paşanın varislerinden Avukat Şevket Mocan, kendi hissesini 1958 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesine devrediyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından içerisindeki iki köşk restore edilerek, 2003 yılında Sosyal Tesis olarak faaliyete başlıyor.

Aslına uygun olarak yenilenenler biri, Beyaz Köşk olarak da anılan, eski Fethi Paşa Köşkü olup, Osmanlının son dönemlerinde önemli yeri olan yapılardan biridir.

Köşkün giriş cephesi kuzeybatıda yer almakta olup, İstanbul Boğazı’na bakmaktadır. Köşk ve eklentilerinin muhteşem bir Boğaziçi manzarası vardır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sosyal Tesislerinden biri olup, restoran olarak kullanılmaktadır.

Diğer köşk ise biraz daha kuzeyde olup, kafeterya ve restoran olarak hizmet vermektedir.

Kahvaltı tabağı ve sınırsız çay tercihi 10 ile 15 TL arasında fiyatlara sahip olup, Menemen 8 TL, Paçanga böreği 5 TL, Profiterol 5 TL olarak menülere ayrılmıştır. Kafeteryada self servis olup, yalnız aldığınızın ücretini ödersiniz Fiks menü yoktur.

Kuzguncuk tepesinde, Fatih Sultan Köprüsü’ne hakim bir yerde yer alan diğer tesis Dilruba Restoran'dır. Özel bir şirketin işlettiği Dilruba Restoran; Dilruba Bahçesi, Kafeterya ve Restoran olmak üzere üç ana bölümden oluşuyor.

Ödemeniz gereken ücretler, Büyükşehir Belediyesi Tesislerine göre, oldukça tuzludur. Yakala Com’da bile sabah kahvaltısı 20 TL civarındadır.

Fethi Paşa Köşkü


Beyaz Köşk olarak da bilinen Fethi Paşa Köşkü, kâgir bir bodrum kat üzerine iki katlı ahşap olarak inşa edilmiştir. Köşkün giriş cephesi kuzeybatıda yer almakta olup, İstanbul Boğazı’na bakmaktadır.

Boğaziçi'ne bakan girişe iki yönlü döner merdivenlerle ulaşılır. İki yönlü döner merdivenler arasında, ortada bir şelale süs havuzu bulunmaktadır. Köşke girmeden, geri dönülerek bakılırsa boğazın muhteşem manzarası ile karşılaşılır.

Köşk girişinin üzerinde, sofa bir cumba ile öne taşırılmıştır. Böylelikle Sarayburnu’ndan başlayarak Ortaköy’e kadar olan muhteşem boğaz manzarasını izleme olanağı doğmuştur.

Cumba üzerinde boğaza/ kuzeybatıya bakan üç pencerenin yanı sıra kuzeydoğuya bakan bir, güneybatıya bakan bir olmak üzere beş pencere bulunmaktadır.

Cumbanın iki yanında yer alan cephelerde de ikişer pencere bulunmaktadır. Giriş kapısını yanlarında birer ve kapı seviyesindeki yan cephelerde de ikişer pencere bulunmaktadır. Açıklıkları, düz atkılı giyotin pencerelerdir. Yapı, geniş bir saçakla bitirilmiş.

Cephesi beyaz badanalı ahşap kaplama olan Köşk, Orta sofalı plan şemasına sahiptir. Kuzeybatıdan girişi bulunan merkezi bir sofa ve dört köşede sofadan girilen odalar yer almaktadır. Kuzeydoğuda servis mekanları ve mutfak düzenlenmiş.

Köşkün kuzey doğusunda iki katlı ahşap bir yapı bulunmaktadır. Boğaza dönük muhteşem bir manzaraya açılan sofa ve köşkün kuzeybatı köşelerinde yer alan odalar ahşap döşemelidir. Tavanlar kalemişi motiflerle bezemelidir.

Köşkün güneybatı cephesinde, üzeri ahşap çatılı olan bir teras yer almaktadır. Tavanı ahşap kasetli olup, ahşap direklerle desteklenmiştir. Direklerin arası çapraz korkuluklarla gerilmiş. Destek direklerinin tavan ile birleşim yerlerinde oyma motifli köşebentler yer almış. Terasın kuzeydoğusunda, mutfak ve servis hacimleriyle bunlara bir giriş düzenlenmiş.

Restoran olarak hizmet veren Fethi Paşa Köşkü’nü gezdikten sonra, kafeterya olarak hizmet veren yapıya doğru tırmanmaya başlıyorum.

Fethi Paşa’nın sağlığında, konuklar için ayrılmış ikinci bir köşkmüş. 19. yüzyılın başında geçirdiği yangında kullanılamaz hale gelmiş. Büyükşehir Belediyesi tarafından yeniden yapılandırılmış.

Kafeterya olarak kullanılan yapının seyir balkonundan, Sarayburnu’ndan başlayarak Ortaköy’e kadar olan muhteşem manzarayı izleyeme olanağı bulduk eşimle.

1985-1987 yılları arasında yapılan yenileme çalışmalarında koruda; gezinti yolları, koşu parkurları, seyir terasları, teras kafeler ve oyun parkları düzenlenmiş.

İstanbullulara temiz havada yürüyüş ve koşu alanlarından yararlanıp restoran, kafeterya ve çay bahçelerinde dinlenerek, kentin gürültülü ortamından uzaklaşma fırsatı sunuyor. Fethi Paşa Sosyal Tesisinde İstanbul’un güzellik sembolü erguvanlar her daim yeşil çam ağaçlarıyla ve mistik kokusuyla unutulmaz bir boğaz keyfi yaşatıyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder