ATTİKADAKİ KAYAKÖY NEA MAKRİ

 

21 mayıs 2017 Pazar, Golden Coast Atina...

Konakladığımız Golden Coast Tatil Köyünde ikinci günümüz. Dün hem dinlendik, hem denize girdik, hem de çevreyi tanımaya çalıştık. Marathon Körfezi kıyısında görülmesi gereken iki yerleşke karşımıza çıktı. Google haritalara göre yürüyerek ulaşabileceğimiz yerleşke yaklaşık 3 km güneyimizdeki sahil kasabası Nea Makri oldu.

Yunanistan'ın Doğu Attika bölgesinde, Marathon Körfezi kıyısındaki Nea Makri, Atina'nın yaklaşık 40 km kuzeydoğusunda bulunan büyüleyici bir sahil kasabasıydı. Marathon Belediyesi sınırları içinde olup, güzel plajları, sakin ortamı ve tarihi önemiyle biliniyordu.

Sabah kahvaltısından sonra, eşim Serap Akıncı ile birlikte, tatil köyü ile Nea Makri arasındaki yürüyüş parkuruna girdik. Bir süre sonra yöresel ürünler satan kadınlara rastladık. Ürün alma bahanesiyle gülümseyerek yaklaştık. Türkçe de konuştuğumuzu görünce kadınların yüzünde gülümsemeler yayıldı. 

Kadınlardan biri yarı Türkçe yarı Rumca ürünlerini tanıttı.  1923 mübadele döneminde, Türkiye'den gelenlerin torunlarından biri olmalıydı. Eşim ''Mübadele mi?'' Deyince olumlu yönde başını salladı. Eski bir dost bulmuş gibi, eşime sarıldı. Bir an için kendimizi vatanımızda hissettik. Nea Makri'ye gittiğimizi, dönerken peynir ve meyve almak istediğimizi söyleyerek, yürümeye devam ettik.

Yaklaşık yarım saat sonra karşımıza çıkan kasabanın arkası Pentel Dağlarıyla çevrelenmişken önü de denize bakıyordu. Birden beynimde şimşekler çaktı. Karşımızda Fethiye yakınlarındaki Kayaköy'ün yeni bir yapılanması duruyordu adeta.

Antik dönemde Plesti olarak bilinen kasaba 1922'de, Küçük Asya'daki Yunan askeri felaketinden sonra, Türkiye'deki Makri'den gelen Yunan mülteciler tarafından yeniden adlandırılarak, Nea Makri olmuştu.

Anlamıştım, Türkiye'deki Makri, Fethiye yakınlarında hayalet köy olarak bilinen Kayaköy'dü. Antik çağda Karmylassos, geç Yunan döneminde ise Makri (Levissi) olarak da bilinen Kayaköy, gelişen bir Yunan köyüydü.

1923'te Yunanistan ile Türkiye arasındaki nüfus mübadelesi sırasında terk edilen köyün taş evleri, kiliseleri ve şapelleri, artık ürkütücü derecede güzel, kalıntılar olarak duruyordu.

Kayaköy, Yunanlılar ve Türkler arasındaki ortak tarihin ve kültürel alışverişin bir simgesiydi. Geçmişin dokunaklı bir hatırlatıcısı ve bir düşünme yeri olarak hizmet ediyordu.

Marathon Körfezi'ndeki Nea Makri, kıyı ve dağlık manzaralarıyla, doğal güzelliklerin bir karışımını sunarak, hem yerli hem de yabancı turistler için popüler bir yer haline gelmişti.


Nea Makri plajları hem kumlu hem de kayalık seçenekler sunuyordu gelenlerine. Sular berrak ve davetkar olup yüzmek, dalmak ve güneşlenmek için mükemmeldi.

Kasabanın canlı bir atmosferi olduğunu öğreniyoruz. Özellikle hafta sonları ve tatillerde yerel halkın bölgeye akın ettiği belli oluyordu içinde bulunduğumuz pazar gününde.

Sahil gezinti yolu; yürüyüş, koşu veya bisiklet için ideal görünüyordu. Yelken ve rüzgar sörfü gibi su sporlarının da merkezlerinden biri olabileceğini düşündüm.

Gerek yürüyüş parkuru boyunca, gerekse Nea Makri'de konuştuklarımızdan anladığım kadarıyla, Yunanlı sade vatandaşların Türklerle bir sorunu yoktu. Sorun, ne olursa olsun, koltuklarını bırakmak istemeyen politikacılardı.

Gezip, görüp fotoğraflar çektiğim bu güzel sahil kasabasından geri dönerken, gelirken tanıştığımız kadından alış verişimizi yaptık.

Alış veriş yaparken de, sohbet arasında, St. Ephraim Manastırı, Marathon Plajı ve Mısır Tanrıları Tapınağı gibi tarihi ve kültürel mekanların yanı sıra Marathon Kasabasını da görmemiz gerektiğini öğrendik.

Marathon (Maraton) kasabası, Maraton Koşuları kavramının da kilit adıydı zaten. M.Ö. 490 yılında gerçekleşen ve Atina'nın Pers İmparatorluğu'na karşı kazandığı ünlü Maraton Muharebesi ile tanınıyordu. Önümüzdeki hafta bir yolunu bulup Maraton Kasabasına gitmeye karar verdik.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TURİZMİN BAŞKENTİ ANTALYA

PARİS SEİNE NEHRİ

GÜNEŞİN ÜLKESİ LİKYA