HOP ON HOP OF İLE ATİNA ŞEHİR GEZİSİ

22 Mayıs 2017 Pazartesi, Atina...

Atina'da, daha doğrusu Attika'da üçüncü günümüz. Antik Yunana uzanan kökleriyle felsefe, edebiyat, matematik, tiyatro, tarih ve siyaset gibi konularda dünyaya öncülük eden Atina Şehir Devleti'nin devamı olan bu şehri, öncelikle panoramik olarak tanımalıydık.

Bir haftalık evimiz olarak baktığımız Golden Coast Tatil Köyündeki süitimizin balkonunda, yüzlerce çeşit bitki ve çiçeklerin ortasındaki havuzlara bakarak, sabah kahvaltısını yaptık erkenden.

Atina'daki öğle yemeği yerine geçmek üzere, hazırladığımız peynirli sandviçlerin yanı sıra su da aldıktan sonra, saat 09:00'da ana bina önünden kalkacak olan servis otobüsüne yetiştik. Saat 10:00'da Atina’da Ares Parkının kuzey-batısında bulunan Panellenios otobüs durağındaydık.

Atina'da turistik yerleri keşfetmenin en eğlenceli yollarından biri Hop-On Hop- Off otobüs turlarıydı.

Çift katlı otobüslerle, şehrin ana caddelerinin yanı sıra, önemli meydanları ve meydanlara bağlı olarak güncel ve tarihi yapıları görmemiz sağlanırdı.

Çok beklemedik, üstü açık çift katlı kırmızı otobüslerden biri durdu önümüzde. Üstü açık kırmızı otobüslerle hizmet veren City Sightseeing Athens; Parlamento, Monastiraki, Omonia Meydanı, Ulusal Akademi, Akropolis, Olimpos Zeus Tapınağı ve Panathenaic Stadyumu gibi önemli yerleri kapsayan güzergahlar sunmaktaydı.

Atina Şehir Gezisi adıyla yola çıkan bu otobüsler 15 durakta indi bindi yapılmasına olanak sağlıyorlardı aldığınız biletin kullanılma süresi içinde. Eşimle birlikte, 4 saat sürecek panoramik bir tura kişi başı 20 Euro ödeyerek biletlerimizi aldık.

Otobüsün üst katına çıkarak, en önde, 360 derece görüş alanı sunan iki koltuğa oturduk. Dağıtılan kulaklıklarda Türkçe açıklamalar da vardı. 

Bir süre sonra, otobüs alabildiğine yavaşlayınca kulaklıklarımıza, ''Sayın misafirlerimiz...Lütfen sol tarafınıza bakınız. Ulusal Arkeoloji Müzesi kendini gösterecektir. Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi, Yunanistan'ın en önemli ve en büyük müzelerinden biridir. 1829 yılında kurulan müze, antik Yunan medeniyetinin tarih öncesi dönemden Geç Antik Çağ'a kadar uzanan geniş bir koleksiyona ev sahipliği yapmaktadır. Müze, Patission Caddesi'nde yer alır ve modern bir binada hizmet vermektedir.''

Bir süre susan kulaklıklarımızdaki ses, ''Biraz sonra, Atina merkezinde, şehrin en eski ve en önemli meydanı Omonoia bizi karşılayacak. Yunanca'da "Uyum Meydanı" anlamına gelen Omonoia, 19. yüzyılda inşa edilmiş olup, Atina'nın trafiğinin can damarlarından biridir.

Meydan, beş ana caddenin kesişim noktasında olup, Atina metrosunun 1. ve 2. hatlarında bulunan Omonoia metro istasyonu meydana ulaşımı kolaylaştırmaktadır.

Meydanın çevresinde saat ibreleri yönünde ilerleyerek, Athinas Caddesi'ne girilecektir. Bu cadde de bizi Monastiraki Meydanı'na götürecektir.

Monastiraki Meydanı ve çevresi tam bir tarih hazinesidir. Atina'nın en canlı ve tarihi meydanlarından biri olup, hem turistler hem de yerel halk için popüler bir buluşma noktasıdır. Monastiraki meydanı Atina’da turist olarak görmeniz gereken yerler sıralamasının başlarında yer alır.

Monastiraki bölgesinde Hadrian Kütüphanesi, Antik Agora, Roma Agorası, Akropolis ve Atina Şehir Devleti kalıntılarının sergilendiği bir müzenin bulunduğu Stoa of Attalos gibi ikonik simge yapılar bulunmaktadır.

Çevresinde Antik Yunan ve Roma kalıntılarının yanı sıra Osmanlı döneminden kalma Çisdarakis Camii de yer alır. Akropolis'e sırtını dayamış olan Plaka Sokaklarını da unutmamak gerekir.

Şehrin merkezinden yürüme mesafesinde olan Monastiraki Meydanı sıralı taverna ve restoranlarla doludur. Bit Pazarı'nda geleneksel sabunlar, el yapımı sandaletler ve hediyelik tişörtler satan dükkanlar vardır. Gündüzleri hediyelik eşyalar bulabileceğiniz, akşamları ise meşhur Akropolis manzaralı bir tavernada yemeğinizi yerken uzonuzu yudumlamak için vazgeçilmez bir mekandır.

Bu meydanı ve çevresini yakından tanımak isteyen bazı konuklarımız için, Atina Akropolisi ve kuzey yamaçlarına konuşlanmış Plaka Sokaklarının bulunduğu Antik Atina'yı görecek bir pozisyonda duracağız.

Yaklaşık 5 dakika durduğumuz Monastiraki Meydanı'ndan ayrılıp Ares Caddesi'ne girer girmez Roma, Bizans ve Atina Şehir Devleti kalıntılarının bulunduğu alanlar karşımıza çıkmaya başladı.

Sürekli fotoğraf çekerken Atina Akropolisi görüş alanımıza girdi. Tur otobüsümüz, Akropolis'in güney eteklerinde kendilerine ayrılan bir alana, park ettikten sonra rehberimiz yarım saat serbest zaman ayırarak fotoğraflar çekmemize olanak sağladı.

Yüksek şehir anlamına gelen akropoller, bölgenin en yüksek tepelerindeki kaleler ve inanç merkezleri olarak karşımıza çıkıyordu. Akropoller, düşmanlarına karşı savunma işlevinin dışında, yöneticilere özel bir ayrıcalık sağlıyordu. Tanrılara yakın olma ve tanrılaşma duygusu yaratıyordu dönemin yönetici, kral ve imparatorlarında.

Athena Nike Tapınağı, Erechtheion Tapınağı, Parthenon Tapınağı ve Propylaea giriş kapısı gibi anıtsal yapılar barındıran Atina Akropolisi, Antik Yunan sanatının ve mimarisinin en güzel örneklerini barındırmakta ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktaydı.

Serbest zamanın ardından, yaklaşık 3 km kuzeydoğuda yer alan Yunanistan Parlamento binasının bulunduğu Sintagma (Anayasa) Meydanı'na hareket edildi. Yaklaşık 20 dakika sonra caddenin sağ tarafında Parlamento binası görünmüştü.

Neoklasik mimarisiyle dikkat çeken binanın önünde bulunan Bilinmeyen Asker Anıtı, Yunanistan'ın bağımsızlık mücadelesinde hayatını kaybeden askerler anısına yapılmış. Diye söze başlayan rehberimiz, Ayrıca Parlamento Binası'nın önünde her saat başı yapılan nöbet değişimi töreni de turistler tarafından ilgiyle izlenir. Yunan Kraliyet Sarayı olarak kullanılan yapı 1934 yılında Parlamento Binası olarak hizmet vermeye başlamıştır.

Yunanistan Parlamentosu önünde bulunan Sintagma ya da Anayasa Meydanı, tarihi ve siyasi olaylara tanıklık etmiş olup, Atina'nın toplu taşıma ağının merkezi konumundadır. Metro, otobüs ve tramvay hatları ile kolayca ulaşılabilir. Ayrıca, meydanın çevresinde birçok kafe, restoran ve otel bulunmaktadır.

Tur otobüsünden çektiğim fotoğraflar pek doyurucu olmasa da hiç yoktan iyidir diyerek çekmeyi sürdürdüm. Derken, girişinde Platon ve Sokrat'ın heykelleri bulunan Atina Akademisi göründü. Atina'nın Ulusal Akademisi olan yapı, Platon'un Antik Dönemde kurduğu ünlü akademinin devamı olarak bilinmekteydi.

Akademi geçildikten kısa bir süre sonra, Uyum Meydanı olarak bilinen Omonia Meydanı'nda duran otobüsten indik. Bizi Golden Coast Tatil Köyü'ne geri götürecek olan servis otobüsünün yol haritasını beyinlerimize kazımak için Ares Parkı'na doğru yola çıktık.

Antik Yunan Tanrısı Ares'in adını taşıyan Ares Parkı, diğer adıyla Pedion Areos, şehrin en büyük ve en tarihi parklarından biridir. 1934 yılında kurulan park, Yunan Bağımsızlık Savaşı kahramanlarını onurlandırmak amacıyla yapılmış ve o dönemin önemli kişilerine adanmış birkaç anıt ve heykel barındırmaktadır.

Pedion Areos, yaklaşık 27 hektarlık bir alanı kaplar ve dinlenme, yürüyüş, koşu ve bisiklet gibi açık hava aktiviteleri için bolca alan sunar.

Parkın içinden geçen yürüyüş yolları, ziyaretçilere keyifli anlar sağlar. Yıl boyunca çeşitli kültürel ve eğlence aktivitelerine ev sahipliği yapar. Küçük bir amfitiyatroda konserler ve performanslar düzenlenir, bu da parka kültürel bir boyut katar. Ayrıca, çocuklar için bir oyun alanı ve birkaç kafe de bulunmaktaydı.