Rodos Şövalyeleri Büyük Üstadlar Sarayı

 

Yunanistan'ın On İki Ada grubunun en büyüğü olan Rodos'un Tarihi Neolitik döneme kadar uzanır. Tunç Çağı'ndan itibaren önemli bir merkez haline gelmiştir. Helenistik dönemde refah içinde bir kültür merkezi olmuştur. 

Bu dönemde, Antik Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Rodos Heykeli ile ünlüydü. Mitolojik olarak, Rodos'un adı, güneş tanrısı Helios'un sevgilisi olan su perisi Rodos'tan gelir. Helios'un onuruna adada düzenlenen Halieia oyunları, Panhellenik bir etkinlik olarak bilinir.

İkinci Haçlı Seferi ile Kudüs Müslümanların eline geçince, önce Kıbrıs, 1309 yılında da Rodos'u üs olarak seçen, Hospital-Hastane Şövalyeleri Rodos'ta güçlü bir kale ve savunma sistemi kurmuşlardır. 

Zamanla Rodos Şövalyeleri olarak anılmaya başlayan Hastane Şövalyeleri, liderleri için, Rodos Kalesi'nin bir parçası olan Rodos Şövalyeleri Büyük Üstadlar Sarayı'nı inşa etmişlerdir. Saray, Büyük Üstadın konutu olmasının yanı sıra askeri ve idari bir merkez işlevi görmüştür.

1309 den 1522 kadar Grand Master Başkanı konutu olan Saray, Ortaçağ kenti Rodos’un kuzey-batısındaki en yüksek konumuna, Kastello bölgesine inşa edilmiştir. Şehre ve limana hâkim konumundaki saray, Rodos Kalesi’nin bir iç kalesi durumunda olup, son derece güçlü bir yapıya sahiptir. İşgallerde şehir halkının son sığınma yerlerinden biridir.

Gotik mimarinin Yunanistan'daki nadir örneklerinden biri olan saray 6.000 metrekarelik bir alanı kaplar. Müze olarak hizmet veren sarayda 158 oda bulunmasına rağmen, 24 oda ziyarete açıktır. Zemin katta yer alan avlu, Roma ve Yunan dönemine ait heykellerle süslenmiştir. Ayrıca, odaların zeminleri Roma ve Bizans dönemi mozaikleriyle kaplanmıştır.

1522 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın kuşatmasıyla Osmanlı yönetimine geçen ada, 1912'de İtalya'ya, 1947'de ise Yunanistan'a bağlanmıştır.


31 Ağustos 2015 Pazartesi, Rodos…

Rodos’ta ikinci günümüz. Eşim, konakladığımız Hotel Sun Beach’te dinlenmeyi tercih etti. Ben, Old City Rodos olarak bilinen Rodos Kalesi içindeki Rodos Şövalyelerinin Büyük Üstatlarının Sarayını tanımak istiyorum. 

Sabah kahvaltısından sonra, saat 09,30’da otel önünden kalkan toplu taşım aracıyla Mandraki Liman bölgesine indim. Önce kale çevresinde panoramik bir tur yaptım. Ardından, Şövalyeler Caddesi üzerinden İç Kale kapısına ulaştım.

Yeryüzündeki birçok antik kentte olduğu gibi, Rodos da güçlü bir savunma sistemiyle kendisini düşmanlarına karşı korumaya almıştı. Kentin etrafında inşa edilen ve savunma sistemini oluşturan surlarla hendekler, aradan yüzyıllar geçmiş olmasına rağmen sağlamlığını günümüzde de korumayı bilmişti.

Rodos Şövalyelerinin, özellikle Osmanlı saldırılarına karşı inşa ettiği savunma sistemi, bugün Orta Çağ askeri/savunma mimarisinin yaşayan en iyi örneği kabul ediliyor. Surlar ve kapılar öylesine sağlam ki kent yaklaşık 300 şövalye ve birkaç bin askerle; 1480 yılında Fatih Sultan Mehmet’in kuşatmasına karşı koymuş ve Kanuni Sultan Süleyman’ın 1522 yılındaki kuşatmasına da tam 4 buçuk ay direnmişti.

Her biri bir mühendislik harikası olan savunma sistemleri, taştan dalgalar gibi birbiri arkasından yükselen sur duvarları, mazgallar, araya giren düşman askerlerini yok etmek için oluşturulmuş hendekler ve gizli geçitlerden oluşuyordu. Rodos’un kara surları ve gösterişli kapıları her gezginin mutlak ziyaret etmesi gereken yerlerdir. Doğal olarak ben de ziyaret etmek istiyorum.

Toplu taşım aracından indiğim Yeni Çarşı’nın batı ucundan Old City Rodos’u barındıran kale surları bütün heybetiyle kendini gösteriyordu. Mandraki Limanı’na bakan Özgürlük Kapısı-Elefterias Gate’e doğru yürüyorum.

Yaklaşık 400 yıl Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliği altında kalan Rodos Adası, şimdilerde Eski ve Yeni şehir olarak ayrılmış. Ziyaretçilerin en çok ilgisini çeken ve eski şehir olarak adlandırılan bölge, Rodos Kalesi’nin içinde kalmaktadır. Altı kapısı olan bu bölge, özellikle Şövalyeler Caddesinin taş kaldırımlarında yürürken; şövalyelerin binaları, surların içine çevrilmiş siperler, kiliseler, camiler, saraylarıyla en çok ilgimi çeken yerler oldu.

1309 den 1522 kadar ada yöneten Aziz John Şövalyeleri tarafından inşa edilmiş olan Büyük Üstadlar Sarayı, Grand Master başkanı konutu olarak kullanılmıştı. Saray Ortaçağ kenti Rodos’un kuzey-batısındaki en yüksek noktasına, Kastello bölgesine inşa edilmişti. Şehre ve limana hâkim konumundaki saray, Rodos Kalesi’nin bir iç kalesi durumunda olup, son derece güçlü bir yapıya sahiptir. İşgallerde şehir halkının son sığınma yerlerinden biridir.

Aslında yedinci yüzyılda Bizans Kalesi olarak inşa edilmiş. 6 000 m2 lik bir alanda yapılanmış olan iç kale görünümündeki Büyük Üstatlar Sarayı’nın ana girişi güney cephesinde olup, iki heybetli kule ile çevrilmiştir. Yunanistan’daki Gotik mimari örneklerinden biri olan saray, şehir surları oluşturulmadan önce de bir kaleydi. Başlangıçta şövalyeler için kale, karargâh ve saray olarak görev yaptı. 158 odanın bulunduğu sarayda ziyarete açık 24 oda bulunmaktadır. Kuzey tarafında depo olarak kullanılan yer altı odaları bulunmaktadır. Muhtemelen düşman saldırıları sırasında sığınak olarak kullanılmışlardır.

Zemin katta, kare bir avlu çevresinde sıralanmış büyük ve küçük tonozlu odalar bulunmaktadır. İç bahçesi Roma ve Yunan dönemine ait heykellerle süslenmiş. Salonların ve odaların zeminleri Roma ve Bizans dönemi mozaik sanatlarını aksettirecek biçimde düzenlenmiş. Zemin katta genellikle bekleme odası, büyük kabul salonu, zarif müzik odası gibi yan odalar bulunmaktadır.


Anıtsal bir mermer merdivenle çıkılan birinci katta Grand Master çalışma ve dinlenme odası, Büyük Konsey Salonu, yemek salonu gibi resmi odalar bulunmaktaydı. Geç Helenistik, Roma ve Erken Hristiyanlık dönemine ait taban mozaikleri bu katta bulunmaktadır. Antika mobilyalar, heykeller, halı ve sanat eserleri önemli bir koleksiyon oluşturmuş. Eski Rodos havasının yaratılmasına adanmış daimi bir sergi de dâhil olmak üzere iç süslemeleri dikkat çekiyordu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Paris Sen Nehri

Deniz ve Kültür Başkenti Muğla

Küresel Portekiz İmparatorluğu