Sisam-Samos'ta gezilelecek yerler
Ege Denizi'ndeki Samos Adası doğal güzellikleri, tarihi zenginlikleriyle dikkat çeken bir Yunan adasıdır. Samos kelimesi Fenike kökenli olup yüksek dağlarla çevrili, kıyı şeridi anlamında kullanıla gelmiştir. Osmanlı’nın susam ihtiyacını karşıladığı için Sisam olarak anılmıştır.
Roma İmparatorluğu döneminde önemli bir yazlık merkez olan Samos, 1835 ile 1912 yılları arasında, özerk Sisam Eyaleti olarak varlığını sürdürmüş olup, Yunanistan’ın Türkiye’ye en yakın Adası’dır. Kuşadası Dilek Yarımadası’nda bulunan Güzelçam Mahallesinden sadece 1600 metre uzaklıktadır. İyi bir yüzücü 300-400 kulaç atarak adaya ulaşabilir. Bize bu kadar yakın olan Sisam Adası Yunanistan’ın Osmanlı’dan aldığı son ada olarak biliniyor.
Samos Adası, doğal güzellikleri ve tarihi mekanlarıyla ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Günübirlik gezilerde bile, araç kiralayarak, adada gezilecek bazı yerleri keşfedebilirsiniz. Biz, giriş yaptığımız Karlovasi'den başladık.
Karlovasi:
.jpg)
Adanın ticari merkezi olarak kabul edilen Karlovasi, şehir merkezinden yaklaşık 32 km ve havaalanından 37 km uzaklıktadır. Bölge, yemyeşil tepeler üzerine kurulmuş ve geleneksel ada mimarisiyle dikkat çeken bir yapıya sahiptir Samos Adası'nın kuzeybatısında yer alan ve adanın ikinci büyük yerleşim yeri olan bir kasabadır. Bölge, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle adanın en özel yerlerinden biri olarak kabul edilir.
Karlovasi'de gezilecek yerler arasında Potami Şelaleleri, Mikro ve Megalo Seitani plajları, Metamorfosis Sotiros Kilisesi ve Venedik Kalesi gibi tarihi ve doğal alanlar bulunmaktadır. Ayrıca Karlovasi Tabakhane Müzesi gibi kültürel mekanlar da ziyaretçilerin ilgisini çeker.
Karlovasi limanından giriş yaptığımız, aynı zamanda bir üniversite şehri olan, kasabada 40 Euro’ya araç kiralıyoruz. Eşim, kayınbiraderim Ahmet ve aile dostumuz Hülya'dan oluşan 4 kişilik grubumuz kaptan olarak Ahmet'i görevlendiriyoruz.
Karlovasi'nin bir üniversite şehri olması, bölgeye genç ve dinamik bir atmosfer kazandırıyor. Şehirdeki üniversiteler, özellikle matematik, istatistik, iletişim ve telekomünikasyon mühendisliği gibi bölümleriyle dikkat çekiyor. Bu durum, Karlovasi'yi Ege Denizi'ndeki önemli öğrenci şehirlerinden biri yapıyor ve genç nüfusun yoğun olduğu bir yer haline getiriyor.
Tarımda ise zeytin, üzüm ve şarap üretimi öne çıkar. Ayrıca adada yetiştirilen orkideler dünyanın dört bir yanına ihraç edilir.
Zengin bir kültürel ve endüstriyel geçmişe sahiptir. 1900'lü yılların başlarında deri tabakhaneleri ve tütün üretimiyle tanınıyordu. Karlovasi'deki tabakhaneler, Samos Adası'nın endüstriyel geçmişine ışık tutan önemli tarihi yapılardır.
Bu tabakhaneler, özellikle 19. ve 20. yüzyılda adanın ekonomik hayatında büyük bir rol oynamıştır. Bugün, bu yapılar adanın kültürel mirasının bir parçası olarak korunmaktadır ve ziyaretçilere geçmişin izlerini keşfetme fırsatı sunmaktadır.
Platones Köyü:
.jpg)
Bir buçuk saat zaman ayırdığımız Karlovasi ’den 12 km uzaklıktaki bir dağ köyünü, Platones’u görmek istiyoruz. Kiraladığımız araçla sahilde yaklaşık 2 km gittikten sonra Platones levhasını görüp, deniz seviyesinden 530 metre yükseklikteki köye tırmanmaya başlıyoruz.
Muhteşem ormanların arasından geçerek yaptığımız zirve tırmanışı sırasında yolumuzun her iki tarafındaki yeşil ormanlar göz kamaştırıyor.
Karşılaşan iki otomobilin birbirini zorlukla geçebildiği dar ve çok virajlı asfalt yolda aracımızı kayınbirader Ahmet ustalıkla kullanıyor. Yaklaşık 30 dakikada köye ulaşıyor ve Ege Denizi’ne hâkim durumdaki bir otoparka aracımızı bırakıyoruz. Otopark ücretleri ne kadar mı? Öyle bir şey söz konusu bile değil…
Otoparktan, kuzeydeki Ege Denizi'nin muhteşem manzarası kendini gösteriyor. Grup fotoğrafları çekiyorum ya da selfi yapıyorum. Gözlerimizi denizden ayırıp güneydeki Kerkis dağına bakıyoruz. Doğusunda Ambelos (Karvounis) dağı bulunuyor. Muhteşem Ege Denizi ve her tarafı yemyeşil dağ köyü Platonos Köyü heyecan verici duygular uyandırıyor.
Otoparktan ayrılıyor ve Kerkis Dağı eteklerine yaslanmış olan Platones’a yöneliyoruz. Köyün genelde tek katlı evleri arasındaki dar ve eğimli sokaklarında ilerliyoruz. Evlerin büyük bir bölümü Yunanistan bayrakları renkleriyle boyanmış. Sokaklarda, kapı önlerinde ve küçük bahçelerinde rengârenk çiçekler köye ayrı bir hava katmış.
Platones Seramik sanatçılığında öne geçmiş köylerden biri… Sokaklar temiz, çöp ve sigara izmariti bulunmuyor. Fiyatlar oldukça hesaplı. Ayrıca tarıma bağlı olarak bağcılık ve arıcılık uğraşları varmış.
Yaklaşık 40 dakika kaldığımız Platones’tan ayrılıyor ve gerçekten görülmeyi hak eden bir yer olarak duyduğumuz diğer bir dağ köyü Manolates’e gitmek üzere aracımızda yer alıyoruz. Yaklaşık 25 km yolumuz var. Bunun 10 km’lik bölümü kıyıya ulaşmak için…10 km sahil boyunca ilerledikten sonra Manolates kavşağına geliyor ve 4 km boyunca oldukça dar, eğimli ve virajlı yolda tırmanmaya başlıyoruz.
Manolates Köyü:
.jpg)
.jpg)
.jpg)
Yaklaşık 40 dakika kaldığımız Platones’tan ayrılıyor ve gerçekten görülmeyi hak eden bir yer olarak duyduğumuz diğer bir dağ köyü Manolates’e gitmek üzere aracımızda yer alıyoruz. Yaklaşık 25 km yolumuz var. Bunun 10 km’lik bölümü kıyıya ulaşmak için…
Sahil boyunca 10 km ilerledikten sonra Manolates kavşağına geliyor ve 4 km boyunca oldukça dar, eğimli ve virajlı yolda tırmanmaya başlıyoruz. Muhteşem ormanların arasından geçerek yaptığımız 360 metrelik zirve tırmanışı sırasında yolumuzun her iki tarafındaki yeşil ormanlar göz kamaştırıyor.
Yol boyunca, neredeyse her 100 metrede bir yol kenarlarında, kuş evi boyutlarında kilise maketleri gördük. Hepsinin önünde birer cam kapağı vardı, dayanamayıp durduk ve birinin içine baktık. İçinde mini ikonalar ve mumlar vardı.
Yaklaşık 15 dakikada köye ulaştık ve köyün biraz üstündeki ücretsiz otoparka aracımızı park girdik. Otoparktan çevreyi gözden geçirdik. Köy, genellikle dağlık bir yapıya sahipti. Çevresi zeytinlikler, çam ormanları ve üzüm bağlarıyla çevriliydi. Bu coğrafi özellikler, köyün hem tarımsal faaliyetler hem de doğal güzellikler açısından zengin bir yapıya sahip olmasını sağlıyordu.
Biraz eğimli, Arnavut kaldırımlı ve merdivenli sokakları ile köyün alt bölgelerindeki merkezine ulaştık. Neredeyse her köşe başında bir seramik atölyesi gördük. Köydeki seramik atölyeleri, bölgenin sanatsal ve kültürel zenginliğini yansıtan önemli mekanlardı. Bu atölyelerde, geleneksel seramik yapım teknikleri modern tasarımlarla birleştirilerek eşsiz eserler ortaya çıkarılmakta olduğunu izledik. Çömlekçilik, el yapımı seramikler ve dekoratif objeler gibi çeşitli ürünler bu atölyelerde üretiliyordu.
Buradan çok güzel hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Köydeki evler de çok güzeller, rengârenkler ve büyük bölümünün renkleri Yunanistan bayraklarının renkleri. Fotoğraf çekmek isteyenler için güzel kareler yakalanabilir. Köyde oturacak ve yemek yenecek bir kaç güzel yerler de var. Keyifli bir kaç saat geçirmek için güzel bir yer Manolates köyü. Keyifli bir saate yakın zaman geçirdiğimiz bu köyde Samos mutfağının tadına bakmak istedik.
Türk-Yunan mutfağının benzerlikleri saymakla bitmez. Yunanlılar ve Türklerin yüzyıllardır aynı coğrafyayı paylaşmaları nedeniyle mutfak kültürleri de birbirlerine çok benzer hale gelmiş. Yunan mutfağına ait zeytinyağlı yemekler, mezeler ve deniz ürünlerini tadarken, Türk mutfağında da yer alan birçok benzerlikle karşılaşmak mümkün.
Manolates ’in merkezindeki bir aile işletmesi restoranda koyun veya keçi sütüyle yapılan kızarmış feta peyniri, meze, Yunan Salatası ve şarap istiyoruz. Yunan Salatası; üzerinde koca bir dilim feta peyniri ile altındaki iri kıyım domates parçaları, salatalık, kırmızı soğan dilimleri ve biber parçalarından oluşuyor. Ortaya konulan 4 kişilik meze ile birlikte şarabımızı da içerek gezimizi taçlandırıyoruz. Sonra da yolcu yolunda gerek diyerek köyden ayrılıyoruz. Yeni rotamız Kokkari…
Kokkari Köyü ve plajları:
.jpg)
Karlovasi’nin yaklaşık 22 km doğusunda bir balıkçı köyü olan Kokkari’nin İç kısımları klasik bir ada köyü… Yeşil doğa ile mavi denizin bütünleştiği bir yer olup, sık bitki örtüsü deniz kıyılarına kadar uzanır. Tüm yıl boyunca ırmakların aktığı yemyeşil dağlara, köyden başlayan yürüyüş parkurlarıyla ulaşmak mümkünmüş. Karvounis dağının zirvesine doğru giden yürüyüş parkurları varmış. Bölgeye yetiştirilen ve hayranlık verici orkideler dünyanın her yerine ihraç edilmekteymiş.
Köyün içine giriyor ve Aziz Nikolas Kilisesi’nin hemen yanındaki otoparka arabamızı park ediyoruz. Öncelikle kilisenin fotoğraflarını çekiyorum. Sonra da köyü tanımaya çalışıyoruz. Kokkari bir balıkçı köyü olmakla birlikte, özellikle Türkiye’den gelenler için, “paket tur” açısından oldukça yoğun bir bölge haline gelmiş. Pitoresk (resimsi) güzelliği ve eşsiz plajlarıyla Kokkari, Samos adasının en güzel tatil beldelerinden biri olmuş. Samos şehir merkezinden 10 km ve havaalanından 28 km uzaklıkta olması turistler için büyük avantaj. Dar sokakları, estetik güzelliği olan mağazaları, eğlence ve toplantı yerleri ile ziyaretçilerinin hayalini kurduğu bir tatil yeri izlenimi bıraktı üzerimizde.
Kokkari sahiline geçiyoruz ara sokakların birinden. Samos ve tabii ki Kokkari yüzmek ve rahatlamak için elverişli tertemiz suları, kumlu plajları olan, fotoğraflamaya değer güzellikte koylara ve sahillere sahip. Adanın en büyük ve en uzun plajı Kokkari ’dedir, bu nedenle uzun plaj olarak da bilinmektedir.
Kokkari Sahilinde denizle içiçe birçok taverna bulunmakta olup, Kokkari plajı aynı zamanda düzenli olarak güçlü kuzey rüzgârlarını aldığı için rüzgâr sörfü severlerin de uğrak yeri olmuş. Denizle içiçe olan bu tavernalardan birine oturarak bir şeyler yeme içme olanağı buluyoruz.
Kokkari ve plajlarını çok sevmiş olmamıza rağmen, ayrılmak ve adanın yönetim merkezi olan Samos Kasabası’na gitmek zorundayız. Adanın kuzeydoğu kıyısında, korunaklı bir limana sahip olan Samos Kokkari ’den yaklaşık 11 km uzaklıkta bulunuyor. Sağımızda yeşil doğa ve ormanlar, solumuzda yeşil doğa ile bütünleşen plajlar olmak üzere 20 dakikada Vathy şehri Samos’a ulaşıyoruz.
Vathy şehri Samos:
.jpg)
.jpg)
Vathy, Samos Adası'nın başkenti ve en büyük yerleşim yeridir. Şehir, adanın kuzeydoğusunda yer alır ve doğal güzellikleri, tarihi yapıları ve limanıyla dikkat çeker. Vathy, hem yerel halkın hem de turistlerin ilgisini çeken canlı bir atmosfere sahiptir.
Vathy'nin limanı, şehre ayrı bir güzellik katar ve burada birçok restoran, kafe ve mağaza bulunur. Liman çevresinde dolaşırken Ege Denizi'nin muhteşem manzarasının tadını çıkarabilirsiniz. Şehir, aynı zamanda adanın diğer bölgelerine kolay ulaşım sağlayan bir merkezdir.
Şehirde gezilecek yerler arasında Samos Arkeoloji Müzesi öne çıkar. Bu müze, antik döneme ait eserleri sergiler ve özellikle Heraion Tapınağı'ndan getirilen kalıntılarla ünlüdür. Ayrıca, Vathy'nin dar sokaklarında yürüyüş yaparak geleneksel Yunan mimarisini keşfedebilirsiniz.
Vathy şehri Samos olarak da biliniyor. Adanın da adı olan Samos şehri geniş bir koyda, amfitiyatro gibi görünen Ege denizinin renkleri ile uyumlu olan bir yerleşim yeri. Neoklasik sahil bölgesi olan bu yer muhteşem plajlarla çevrilidir. Vathy, Samos adasındaki 3 ana limandan biridir. Günümüzde halkın Samos dediği Vathy şehri adanın başkenti olup, 9000 nüfusu vardır. Vathy eski ve yeni binaların karışımından oluşmuş. Vathy’de yaşayanların büyük bir bölümü geçimini turizmden ve adanın temel geçim kaynağı olan şarapçılık ve zeytincilikten, yani tarımdan sağlamaktadır.
Vathy, hem tarihi hem de modern unsurları bir arada sunan bir şehir olarak Samos Adası'na gelen ziyaretçiler için mutlaka görülmesi gereken bir yerdir.
Günübirlik Samos gezisi yeterli olmadı. Tadı damağımızda kaldı. Sanıyorum 2 gece 3 günlük paket turları adayı tanımanın ve yaşamanın en iyi seçimi olarak görülüyor.
.jpg)
Yorumlar
Yorum Gönder