Kadıköy Bağdat Caddesi

Bağdat Caddesi sadece bir alışveriş ve gezinti noktası değil, aynı zamanda İstanbul’un tarihine tanıklık etmiş bir kültür aksıdır. Caddenin tarihi Bizans dönemine kadar uzanır. O zamanlar Anadolu’yu Konstantinopolis’e bağlayan önemli bir yoldu. Osmanlı döneminde ise IV. Murad’ın 1638’deki Bağdat Seferi’nden sonra bu güzergâh “Bağdat Yolu” olarak anılmaya başlandı. 1934 yılında ise bugünkü anlamıyla “Bağdat Caddesi” adını aldı.
II. Abdülhamid döneminde saraya yakın olmak isteyen paşalar ve zengin tüccarlar bu bölgede köşkler yaptırdı. 19. yüzyılın sonlarından itibaren vapur ve tren hatlarının gelişmesiyle Kadıköy ve çevresi cazibe merkezi haline geldi. 1928’de tramvay hattı geldi, 1966’da kaldırıldı. 70’lerde köşklerin yerini apartmanlar almaya başladı.

Kızıltoprak’tan başlayıp Maltepe Cevizli’ye kadar uzanan bu 14 kilometrelik cadde, özellikle Suadiye–Caddebostan hattında lüks mağazalar, kafeler ve restoranlarla dolu. Aynı zamanda Fenerbahçe’nin şampiyonluk kutlamalarının da merkezi. 2000’li yıllarda “Cadde” olarak anılmaya başlandı ve kentsel dönüşümle birlikte modern bir çehre kazandı.
Zarif, dekoratif süslemelerin ön plana çıktığı Art Nouveau ile basit, yalın ve akıcı çizgiler içeren Art Deco tarzı apartmanlar, eski köşkler ve tarihi yapılar, geçmişle bugünü harmanlayan bir atmosfer yarattı.
Dünya markalarının mağazaları ve yerel tasarımcıların butiklerinin bir arada bulunması, İstanbul’un modaya olan ilgisini ve yaşam tarzı çeşitliliğini yansıttı.
Yıl boyunca düzenlenen etkinlikler, özellikle Bağdat Caddesi Festivali gibi organizasyonlar, caddenin kültürel dinamizmini artırır. Kadıköy sakinleri ve ziyaretçiler için bir “Buluşma Caddesi'dir. Kafeleri, restoranları ve yürüyüş yollarıyla gündelik yaşamın vazgeçilmez bir parçası oldu.
Caddebostan Kültür Merkezi gibi sanat merkezleri, tiyatro ve konser etkinlikleriyle kültürel hayatı besler. Caddebostan Kültür Merkezi (CKM): Tiyatrodan sergiye, konserden sinemaya kadar pek çok etkinliğe ev sahipliği yapar duruma geldi. Sanatseverler için bir vaha.
Bağdat Caddesi’nde yürürken sadece vitrinlere değil, tarihe, sanata ve doğaya da göz kırparsın. İşte mutlaka uğraman gereken bazı duraklar.
Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu ve Fenerbahçe Müzesi: Futbol tutkunuysan, bu ikili seni tarihin derinliklerine götürür.
Selamiçeşme Özgürlük Parkı: 120.000 metrekarelik yemyeşil bir alan. Koşu parkurları, amfi tiyatrosu ve heykelleriyle hem spor hem sanat bir arada.
Göztepe 60. Yıl Parkı: Lale bahçeleri, tematik oyun alanları ve doğal göletleriyle özellikle baharda büyüleyici.
Boğa Heykeli: Kadıköy’ün simgesi. Altıyol’da yer alır ve genellikle buluşma noktası olarak kullanılır.
Erenköy Galip Paşa Yaşar Usta Dondurmacısı: Özellikle yaz akşamlarında uzun kuyruklara rağmen değen bir tatlı kaçamağı.
Camii ve Çeşmesi: 19. yüzyıldan kalma bu yapılar, Osmanlı mimarisinin zarif örneklerinden. VOI Cadde & Drip Coffeeist: Kahvaltı ya da kahve molası için modern ve lezzetli duraklardır
1. Bağdat Caddesi’nin Kökeni: Bugünkü adıyla Bağdat Caddesi, aslında IV. Murad’ın 1638’deki Bağdat Seferi'nden sonra “Bağdat Yolu” olarak anılmaya başlanmış. Bizans döneminde ise Anadolu’yu Konstantinopolis’e bağlayan önemli bir yolmuş. 1934’te bugünkü adını almış.
YanıtlaSil